10. Hukuk Dairesi 2020/9088 E. , 2021/10566 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2019/1364-2020/530
İlk Derece
Mahkemesi : Antalya 2. İş Mahkemesi
No : 2016/485-2019/102
Dava, hizmet tespiti ve sigorta primine esas kazancın tespiti istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının 27.08.2007 – 31.12.2012 tarihleri arasında davalı şirketteki kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin ve sigorta primine esas kazançlarının gerçek ücretleri üzerinden tespitini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekilleri davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kısmen kabulü ile;
1-) Davacının 17/10/2007-31/12/2012 tarihleri arasında kuruma bildirilen hizmetler dışında ayrıntıları ... tarafından hazırlanan 08/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 654 gün hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine,
2-) Davacının 17/10/2007-31/12/2012 tarihleri arasındaki prime esas kazanç tutarının aynı dönemde geçerli asgari ücretin 4,45 Katı olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili, dinlenen tanıkların gerekli vasıfları taşımadıkları, davanın ispatlanamamasına rağmen eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği,
Davalı işveren şirket vekili, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, zira başka bir davadaki gerekçelerin bu davanın kabulüne gerekçe yapıldığı, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda 2011 Eylülde davacı tarafından kurum müfettişine verilen ifadede iş sözleşmesinin kabul edildiğinin tespit edildiği, bilirkişi tarafından ücret iddiasının yazılı delillerle ispat edilemediğinin mütalaa edildiği, bildirimsiz sürelerin ücretsiz izin süreleri olup ücretsiz izin formlarındaki imzaların davacıya ait olduğu, imzaların inkar edilmediği, bu tür davalarda yazılı delil varsa aksinin ancak aynı güçte bir başka yazılı delille ispat edilmesi gerektiğinin yerleşik Yargıtay içtihatları gereği olduğu, imzalı ücret bordrolarındaki imzaların da davacıya ait olup inkar edilmediği, özetle tüm yazılı delillerin davalı şirket lehine olmasına rağmen soyut ve yetersiz gerekçelerle davanın kısmen kabulüne verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 28. maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafların iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 297. maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda, mahkemece verilen kısa ve gerekçeli kararlarda, “1-) Davacının 17/10/2007-31/12/2012 tarihleri arasında kuruma bildirilen hizmetler dışında ayrıntıları ... tarafından hazırlanan 08/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 654 gün hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine,
2-) Davacının 17/10/2007-31/12/2012 tarihleri arasındaki prime esas kazanç tutarının aynı dönemde geçerli asgari ücretin 4,45 Katı olduğunun tespitine” denilmek suretiyle, usul ve yasaya uygun bir karar oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut değildir. Kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı Altur Antalya Lara Tur. Tes. ve İşl. A.Ş."ye iadesine, 20.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.