Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/927
Karar No: 2020/4389
Karar Tarihi: 27.10.2020

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2020/927 Esas 2020/4389 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık bir çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkum edilmiştir. Mahkeme kararı temyiz edilmiş ve ilk olarak Daire tarafından bozulmuştur. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itiraz sonucunda dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmiş ve kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılma hakkının bulunması nedeniyle anılan madde uyarınca bu husustaki takdir hakkının kullanılabilmesi için yokluğunda verilen mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğinin zorunlu olması nedeniyle itiraz konusu dosyadan haberi olmadığı anlaşılan Bakanlığa ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı tebliğ edilip, temyiz ettiği takdirde bu husus ta gözetilip Dairesince yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi için itirazın değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmiştir. Bakanlık vekili hükmü temyiz etmiştir ancak Bakanlık'ın yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re\"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olmadığı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından karara bağlanmıştır. Bu nedenle Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükm
14. Ceza Dairesi         2020/927 E.  ,  2020/4389 K.

    "İçtihat Metni"



    Sanık ...’ın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı bozma üzerine yapılan yargılaması sonucunda atılı suçtan mahkumiyetine dair Bartın Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 08.04.2014 gün ve 2013/61 Esas, 2014/69 Karar sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 30.05.2017 gün ve 2017/1061 Esas,2017/2931 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulması yönündeki kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.07.2017 günlü,2014/228175 sayılı itiraznamesiyle 5271 sayılı CMK’nın 308. Maddesinin iki ve üçüncü fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine Dairemizin 28.11.2017 gün ve 2017/5814 Esas, 2017/6002 sayılı Kararıyla itirazın yerinde görülmeyerek reddiyle, bu hususta karar verilmek üzere dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.04.2019 gün ve 2017/14-1186 Esas, 2019/338 Karar sayılı ilamıyla “…20.03.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılma hakkının bulunması nedeniyle anılan madde uyarınca bu husustaki takdir hakkının kullanılabilmesi için yokluğunda verilen mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğinin zorunlu olması nedeniyle itiraz konusu dosyadan haberi olmadığı anlaşılan Bakanlığa ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı tebliğ edilip, temyiz ettiği takdirde bu husus ta gözetilip Dairesince yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi için itirazın değişik gerekçeyle kabulüne…” karar verilmesini müteakip Dairemize gönderilen ilamla ilgili verilen 19.11.2019 gün ve 2019/6403 Esas, 2019/12558 sayılı tevdi kararına istinaden tebligat yapılan Bakanlık vekilinin hükmü temyiz etmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.01.2020 tarihli ek tebliğname ile Dairemize gönderilen dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Müşteki Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile
    Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, olay yeri olan okul binasında her ne kadar eğitim başlamasa dahi resmi görevliler ile müdür yardımcıları tanıklar ... ve ...’ın bulunmaları, mağdurenin iddia ettiği eylemin kapı önünde gerçekleştiği belirtilmesine rağmen konuşmaların tanıklarca duyulmaması, tanıklardan ...’ın, sanığın odasına gittiğinde mağdurenin koltukta oturur vaziyette olduğunu, mağdurenin rahatsızlığı konusunda konuştukları sanığa bir kağıt gösterip, dışarı çıktıktan yaklaşık yedi sekiz dakika sonra tekrar geldiğinde halen sanığın odasında oturmakta olduğunu gördüğü mağdureyle birlikte kalktığını belirterek iddiaları doğrulamaması, diğer tanıkların ise mağdureden duymuş oldukları ifadeleri anlatan dolaylı tanık durumunda bulunmaları, hadisenin eylül ayında gerçekleştiği iddia edilmesine rağmen şikayetin üç ay sonra yapılması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi