MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/01/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kurum vekili, babasının ölümü sonrasında eşinden boşanan davalıya dul aylığı bağlandığını ancak davalının işe girmesi sebebiyle aylıklarının kesildiğini ve yersiz ödenen aylıkların iadesi talebiyle davalı aleyhine ...... 15. İcra Müdürlüğünün 2010/7118 sayılı dosyasında takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %40"ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu ve emsal Yargıtay ilamları da değerlendirilmek suretiyle davacının davalıdan haksız ve yersiz ödemeler karşılığı olarak 27.813,22 TL asıl alacak, 150,88 TL de faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı kurum tarafından davalı hakkında tesis edilen işleme yönelik olarak idare mahkemesinde iptal davası açıldığı, ...... 13. İdare Mahkemesinin 2007/1115 esas 2008/769 karar sayılı ilamı ile davalının 1992 tarihinde emekli sandığına tabi göreve başladığı, hatalı işlem tarihinden geriye doğru 5 senelik hatalı ödemelerin geri alınabileceği, davacı kurum tarafından hatalı işlemlerin düzeltildiği tarihten geriye doğru 5 yıllık süre esas alınarak borç çıkarılması ve tahsili gerekirken 01/07/1996- 30/11/2006 tarihleri arasına dair borç çıkarılması şeklindeki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı kurum vekili de eldeki davada idare mahkemesi kararı gereği geriye doğru 5 yıl için borç çıkarılmasının mümkün olduğunu, takibe bu miktar üzerinden devam edildiğini belirtmiş, ödenen aylıkların iadesi için başlatılan icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Hal böyle olunca; davacı kurum tarafından takibe konu tüm miktarın dava konusu edildiğinin, yani icra takibinden geriye doğru 10 yıl için hesaplanan asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden davanın açıldığının kabulüyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin hesaplanması doğru değildir. Mahkemece icra dosyasında talep edilen müddeabihin ve faizinin geriye doğru 5 yıllık kısmı olduğu düşünülüp ona göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Karar açıklanan sebeple bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine 04/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.