Esas No: 2016/17348
Karar No: 2021/1934
Karar Tarihi: 31.03.2021
Danıştay 4. Daire 2016/17348 Esas 2021/1934 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/17348
Karar No : 2021/1934
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
… Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …İnşaat Sanayi Mühendislik Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Müteahhitlik faaliyetinde bulunan davacı şirket tarafından, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamında arsa sahiplerine teslim ettiği taşınmazlar için emsal bedel üzerinden hesaplanarak beyan edilip ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yaptığı düzeltme/şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı tarafından ileri sürülen arsa karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında arsa sahiplerine yapılan bağımsız bölüm teslimlerinin katma değer vergisine tabi olmadığına ilişkin iddia, 213 sayılı Kanun'un 118. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen ve açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan işlemler üzerinden vergi alınması olarak tanımlanan mevzuda hata kapsamında olması nedeniyle dava konusu işlemin düzeltme-şikayet hükümlerine konu olabileceği sonucuna varıldığı, uyuşmazlığın çözümü bakımından kat karşılığı sözleşme uyarınca arsa sahiplerinin arsalarını davacı şirkete (müteahhide) vererek karşılığında işyeri ve/veya konut alması halinin hukuki açıdan değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafından iadesi istenilen katma değer vergisinin ait olduğu dönemde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 182. maddesinde; “satım bir akittir ki onunla satıcı, satılan malı alıcının iltizam ettiği semeni mukabilinde alıcıya teslim ve mülkiyeti nakleylemek borcunu tahammül eder.” hükmünün yer aldığı, taşınır ve taşımaz malların satışında, satıcının malını alıcıya bir (semen) karşılığında teslim ettiği, semen veya bedel denilen şeyin satım akdinde para olduğu, arsa karşılığında işyeri ve/veya konut alımında ise taşınmazın (arsa veya konut) para karşılığında satışının söz konusu olmadığı, aynı Kanun’un 232. maddesinde, satım hükümlerinin, trampada da tatbik olunacağı, şöyle ki; trampa edenlerden her birinin ifasını taahhüt ettiği şeye göre alıcı hükmünde tutulacağının hükme bağlandığı, trampada, bir malın başka bir mal ile değiştirildiği, satım akdine ilişkin hükümler kıyas yoluyla trampada da uygulanmakta olup, trampada, taraflar arasında malların mübadelesinin gerekli ve yeterli olduğu, bu mübadele sırasında mübadeleye konu malların niteliklerinde bir değişiklik olmadığı, oysa, bir kişinin arsası karşılığında kat sahibi olmasında durumun farklı olduğu, üzerine inşaat (bina) yapılan arsanın mülkiyeti, başlangıçta tamamen arsa sahibine ait olsa dahi müteahhitle yapılan sözleşme uyarınca ve Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre inşaata başlanırken arsa paylara bölünmekte, müşterek mülkiyete esas bu paylara, inşaat yapma ve kat mülkiyeti tesis etme borcu (kat irtifakı) bağlandığı, inşaat tamamlandıktan ve her kat bağımsız bölüm haline gelip, kişisel mülkiyete geçildikten sonra da, o bağımsız bölümlere ait arsa payları, bağımsız bölümlere bağlı olarak devam ettiği, kat malikleri ana gayrimenkulun ortak sayılan yerlerinde müştereken tasarrufta bulunabildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle, arsa sahibinin arsası üzerindeki mülkiyeti kişisel olmaktan çıktığı, kendisine intikal eden bölümlere bağlı olarak müşterek mülkiyet hükümlerine göre, arsa payı oranında diğer kat malikleri ile paydaş durumuna girdiği, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektiren ve hukuki statüsü tamamen değişik olan bu durumun trampa hükümleriyle irtibatlandırılamayağı, arsa sahiplerinin bağımsız bölüm edinme karşılığında arsasını müteahhide vermesi ve inşa edilen binadan kat sahibi olması olayının hukuki açıdan bir çok işlemi içeren ve arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanmasını da gerektiren tamamen kendine özgü bir hukuki muamele olduğu, varsayıma ve benzetmeye dayanılarak yapılan bir vergilendirmenin verginin kanuniliği ilkesi ile bağdaşmayacağı, davacı şirket tarafından arsa karşılığında inşa edilen bölümlerden arsa sahiplerine yapılan taşınmaz teslimlerinin katma değer vergisine tabi tutulamayacağından, davacının kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamında arsa sahiplerine teslim ettiği taşınmazlar için emsal bedel üzerinden hesaplanarak beyan edilip ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yaptığı şikayet başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Düzeltilmesi istenilen işlemde vergi hatası olmadığı, düzeltme/şikayet kapsamında incelenemeyeceği, müteahhitlerin arsa sahiplerine yaptığı teslimlerinde KDV'nin konusuna girdiği, kararın hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddesinde “Hesap hataları”, 118. maddesinde ise “Vergilendirme hataları” sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Aynı Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bu da dava açma sürelerine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin konuluş amacına uygun düşmeyecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamında arsa sahiplerine teslim ettiği taşınmazlar için emsal bedel üzerinden hesaplanarak beyan edilip ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle şikayet başvurusu yapılmış ise de, davalı idare tarafından bu başvurunun reddedildiği, açılan davada Vergi Mahkemesince, Katma Değer Vergisi Kanunu, Borçlar Kanunu ve Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri yorumlanarak, arsa sahiplerinin bağımsız bölüm edinme karşılığında arsasını müteahhide vermesi ve inşa edilen binadan kat sahibi olması olayının hukuki açıdan bir çok işlemi içeren ve arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanmasını da gerektiren tamamen kendine özgü bir hukuki muamele olduğu, varsayıma ve benzetmeye dayanılarak yapılan bir vergilendirmenin verginin kanuniliği ilkesi ile bağdaşmayacağı ve davacı şirket tarafından arsa karşılığında inşa edilen bölümlerden arsa sahiplerine yapılan taşınmaz teslimlerinin katma değer vergisine tâbi tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü, davacı tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamında arsa sahiplerine yapılan taşınmaz teslimlerinin katma değer vergisine tâbi olup olmadığının ortaya konulmasına bağlı olup, söz konusu taşınmaz teslimlerinin Katma Değer Vergisinin konusuna girip girmediği hukuki yorum gerektirdiğinden, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, ancak tahakkuk işlemine karşı süresi içerisinde açılan davada incelenmesi mümkündür. Dolayısıyla, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında incelenmesi mümkün olmadığından, iade talebinin esası incelenmek suretiyle davanın kabulü yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 31/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.