16. Hukuk Dairesi 2014/9714 E. , 2014/13045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DEVREK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2013/92-2013/345
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında.... Köyü çalışma alanında bulunan davaya konu taşınmaz yol olarak tescil harici bırakılmıştır. Davacı R.. K.. kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tescile ilişkin davanın kabulüne ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı adına tesciline, müdahalenin men"ine ilişkin talep yönünden ise davanın kaymakamlık men kararının iptali ve bu suretle köyün müdahalesinin önlenmesi istemiyle açılan davanın ise idari yargının görevine girdiği gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, yol olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Davacı taraf, ... Köyü Tüzel Kişiliğinin idareden "yola yönelik müdahalesinin men"ine ilişkin karar" almak suretiyle yaptığı müdahalenin önlenmesi ve davaya konu taşınmazın TMK:713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince adına tescili istemi ile dava açmıştır. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için kadim yol olmadığının belirlenmesi ve 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi uyarınca kazanmayı sağlayacak süre ile malik sıfatıyla zilyet olunduğunun kanıtlanması zorunludur. Mahkemece, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün bahçe niteliğinde olduğu davacı taraf lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği, bu bölüm yol olarak bırakılsa dahi kamunun kullanabileceği bir alan olmadığı kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de yapılan uygulama ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi Ş.. K... ile 1955 ve 1953 doğumlu yerel bilirkişiler taşınmazın öncesinin yol olduğunu, davacının yaklaşık 10 yıldır kullandığını belirtirken, 1953 doğumlu davacı tanığı taşınmazın öncesinin bataklık olduğunu, 1950 doğumlu davacı tanığı ise eskiden sığır geçirmek için kullanılan yol olduğunu ifade etmiştir. Mahkemece sadece 1955 doğumlu davacı tanığının taşınmazı 40-50 yıldır davacının kullandığına dair beyanına, tek kişiden ibaret ziraatçi bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş; bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde, çekişmeli taşınmaza ait hava fotoğrafları üzerinde de inceleme yapılmamıştır. O halde sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 15, 20, 25 yıl öncesine ait (1984, 1989 ve 1994 yılları) stereoskopik yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, jeodezi veya fotogrametri uzmanından oluşacak bilirkişi kuruluna belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin yol olup olmadığı ile arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi, niteliği ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, önceki fen ve ziraatçi bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmeli tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeli, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de davacının talebinin kaymakamlık men kararının iptaline yönelik olmayıp köyün fiili müdahalesinin önlenmesine ilişkin olduğu bu nedenle mahkemece değerlendirilmesi gerektiği göz ardı edilerek, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle idari yargının görevli olduğuna ilişkin karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ve Mahmutoğlu Köyü Tüzel Kişiliğine iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.