4. Hukuk Dairesi 2018/4993 E. , 2019/2075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/08/2013 gününde asıl ve 26/09/2017 gününde birleşen dava dilekçeleri ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 05/07/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl davada davacı vekili, davalının sevk ve idaresindeki araçla görevli trafik ...... memuru dava dışı......"na çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, bu kazadan dolayı davalı hakkında ...... 3. Sulh Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, ...... memurunun yaralanması nedeniyle 2330 sayılı ...... Hakkındaki Kanun gereğince ödeme yapıldığını belirterek 7.014,50 TL nakdi tazminatın davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davanın yargılaması devam ederken açtığı birleşen davada ise; olayda yaralanan dava dışı ...... memuru tarafından ...... 9. İdare Mahkemesinde 2013/1736 esası ile "nakdi tazminat komisyonu kararının iptali" istemiyle dava açıldığını, bu davanın reddinin temyizi üzerine ...... Bölge İdare Mahkemesince itirazın kabulüyle; "dava konusu işlemin iptaline davacının sakatlandığı 2010 yılı itibariyle yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanan nakdi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine" karar verildiğini, idarenin bu kararıyla nakdi tazminat komisyon kararı ortadan kalktığından asıl dava karara bağlandıktan sonra komisyonun yeniden toplanarak yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre yaptığı hesaplamayla bulunan 11.294,60 TL tutara başvuru tarihinden itibaren yasal faiz işletildikten sonra çıkan miktardan daha önce ödenen asıl davaya konu 7.014,50 TL düşülerek kalan miktarın ödenmesine karar verildiğini, yani asıl davaya konu ödenen tutar dışında 7.597,51 TL daha ödeme yapıldığı belirtilerek bu tutarın davalıdan rücuen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar davalısı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından hesaplanan tutardan 7.014,50 TL birleşen dosyaya konu edildiği için bakiye 7.597,51 TL açısından dava dışı memura yapılan ödemeden dava dışı ...... memurunun %20 lik kusuruna denk gelen kısım düşülerek davacının 6.078,00 TL rücu hakkı bulunduğu; birleşen dosya açısından dava dışı memura yapılan 7.014,50 TL"den dava dışı ...... memurunun %20 lik kusuruna denk gelen kısım ile bozma ilamında belirtilen ve dosya kapsamından davalı tarafından davacıya yapılan 1.200,00 TL düşülerek davacının 4.411,60 TL rücu hakkı bulunduğu gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, daha önce Dairemiz bozmasından da geçen asıl dava ile bozma ilamı sonrasında birleşen davaya dair taleplerin hem gerekçede hem de hükümde birbiri ile karıştırılarak kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hüküm sonucu kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davalar yönünden hüküm kurulmuş; fakat asıl ve birleşen davalar hakkında kurulan hükümler karıştırılmıştır. Bu yön, HMK"nın 297. maddesi (HUMK. m.388/son) hükmüne açık aykırılık oluşturmaktadır.
Mahkemece, yukarıda gösterilen kurallar gözetilmeksizin ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde asıl ve birleşen davalara ilişkin hükümlerin karıştırılması doğru görülmemiş, kararın, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle taraflar yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.