14. Hukuk Dairesi 2013/10696 E. , 2013/15911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.10.2012 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı ... Köyü, dava konusu ... mevkindeki merada bulunan suya davalının kendi taşınmazına su götürmek amacıyla kazı çalışması yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek davalının elatmasının önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın ... Köyü sınırları içerisinde olduğunu, su tespit ve kazı çalışmasının ... Köyü adına yapıldığını belirterek husumetten davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı köy vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 756. maddesine göre, kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
Uygulamada kaynak, “yeraltı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yeraltı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış, drenaj vs. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yeraltı suyu olarak kabul edilir.
Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz (TMK.md.756/3).
Arazisinde faydalı ihtiyaçları için yeter miktarda su bulunmayan veya bu suyu elde etmesi fahiş masrafı icabettiren bir kimsenin, komşu arazideki yeraltı suyundan istifade şartları 20. maddede sözü geçen tüzükte belirtilir (167 Sayılı Yeraltı Suları Kanunu 1-6. madde).
Somut olayda mahkemece, dava dışı ... Köyünün 14.09.2012 tarihli su arama çalışması yapılmasına ilişkin kararına istinaden davalı tarafından ... mevkinde su arama ve kazı çalışması yapıldığı, davada kararı alan ... Köyünün taraf olması gerektiği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Davacı köy ise davalının kendi taşınmazına su götürmek amacıyla dava konusu suya müdahalede bulunduğunu iddia etmiştir. Davalının kazı çalışmasını kendi nam ve hesabına yapıp yapmadığı hususu açıklığa kavuşturulmamıştır.
Dava dışı ... Köyünün 14.09.2012 tarihli kararı incelendiğinde ise ... Köyü yaylası, yukarı mahallesinde bulunan 8 hane ve 500 adet hayvanın mevcut suları olmadığından Yanık mevkisi arkası ve ... mevkilerinde su araması yapılmasına, yeterli su bulunduğunda ... İl Mera Komisyonuna müracaat edilerek su tahsis izninin alınmasına karar verildiği ancak anılan kararda kazı çalışmasının kimler tarafından ne şekilde yapılacağının belirtilmediği görülmektedir.
Hal böyle olunca, davacı ... köyüne, dava dışı ... Köyüne karşı dava açması için süre verilip her iki dosyanın birileştirilerek, dava dışı ... Köyünün de davada taraf olması sağlanmalı, davalı ... Köyünün kazı çalışmasına ilişkin savunması ve delilleri toplanıp mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Bu hususun yanında Dairemizin 27.09.2013 günlü 2013/7297 Esas 2013/12295 Karar sayılı bozma ilamı ile Dairemizden geçen Gümüşhacıköy
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/171 Esas, 2013/35 Karar sayılı dosyasında; davacının ... Köyü, davalının ..., davanın konusunun aynı mevkideki suya ilişkin olduğundan her iki dosya arasında irtibat olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekeceğinden bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı köy vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.