12. Ceza Dairesi Esas No: 2014/11164 Karar No: 2014/25891 Karar Tarihi: 17.12.2014
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/11164 Esas 2014/25891 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davadan bahsediliyor. Sanık alkollü bir şekilde araç kullanırken trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum edilmiş fakat savcının temyizi üzerine ceza dairesi beraat kararı vermiştir. Kararda, alkolün sadece kullanılmış olması suçun oluşması için yeterli olmayıp, sürücünün güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediğine dair tıbbi verilerin değerlendirmesi gerektiği belirtilmiştir. Daha sonra ise sanık olan kişinin %1,16 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilmiş ve 1,00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği bilimsel olarak kabul edilmiştir. Görülen tüm bu durumlar dikkate alınarak sanığın mahkum edilmesi gerektiği fakat mahkeme beraat kararı vermiştir. Kanuna göre, \"TCK'nın 179/3. maddesi\" alkol veya uyuşturucu maddesi etkisiyle araç kullanmak suçunu düzenlerken, \"2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/6. maddesi\" ise 1,00 promil ve üzerinde alkollü araç kullanımında uygulanacak Ceza Kanunu maddesini belirtmektedir.
12. Ceza Dairesi 2014/11164 E. , 2014/25891 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 12 - 2014/25817 Mahkemesi : Ankara (Kapatılan) 15. Sulh Ceza Mahkemesi Tarihi : 18.11.2013 Numarası : 2013/1507-2013/524 Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 1.00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla; İncelenen dosyada 1.16 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/6. maddesindeki "yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenleme de dikkate alınarak atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, İsabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.