1. Hukuk Dairesi 2016/15943 E. , 2020/1304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."ın inşa ettirdiği ve fiilen sahibi olduğu 612 ada 9 parseldeki 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümleri eşi olan davalı ... adına tescil ettirdiğini, ..."nin 2 numaralı bağımsız bölümü diğer davalı gelini Yeşim"e, 3 numaralı bağımsız bölümü ise oğlu olan öteki davalı ..."e devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın 2359 ada 16 parselde yer alan 1 numaralı bağımsız bölümünü davalı ..."ye satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalıların kötüniyetle hareket ettiklerini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemişler, 22.06.2015 tarihli ıslah dilekçeleri ile terditli olarak tenkis talebinde bulunmuşlardır.
Davalılar, mirasbırakanın dava konusu 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerde hiçbir zaman malik olmadığını, müteahhitlik yapan mirasbırakanın arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi sonucu doğrudan arsa sahipleri tarafından davalı ... adına tescil ettirildiğini, bu nedenle sözü edilen taşınmazların muris muvazaasına konu olamayacaklarını, 1 nolu bağımsız bölümün temlikinde ise mirasbırakanın mal kaçırma amacının bulunmadığını, tenkis isteği yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan delillerden, tüm dosya içeriğinden, davalı ..."nin 612 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 2000/4000 payına karşılık 03.10.1988 tarihinde adına tescil edilen bağımsız bölümlerden olan çekişme konusu 2 nolu bağımsız bölümün 28.06.2013 tarihinde davalı ..."e, 3 nolu bağımsız bölümün ise aynı akitle diğer davalı ..."e devredildiği, diğer taraftan 2359 (eski 563) ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 30.01.1979 tarihinde davalı ..."ye satış suretiyle temlik edildiği, 1933 doğumlu mirasbırakan ..."ın 25.07.1998 tarihinde öldüğü geriye mirasçıları olarak davacılar, davalılardan ... ve ... ile dava dışı ..."le..."un kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 1 nolu bağımsız bölümün temlikinin muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle anılan bağımsız bölüm yönünden davanın kabulü kural olarak doğrudur ancak bilindiği üzere 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı mirasbırakanın malik olup da temlik ettiği tapulu taşınmazlar bakımından uygulanabilir.
Davacılar dava dilekçesinde, çekişme konusu 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak mirasbırakan Hasan"ın hiçbir zaman tapuda malik olmadığı halde fiilen sahibi olduğu ve kendisinin bizzat inşaa ettirip davalı ... adına tescil ettirdiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.09.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Somut olayda, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler davalı tarafından 3. kişiden edinildiğinden yalnız tenkise konu olabilir. Ne var ki tenkis bakımından da dava açma süresi dava tarihi itibariyle geçmiştir.
Öte yandan, hüküm gerekçesiyle birlikte bir bütün olup gerekçede taşınmazın 6/12"şer payının iptali ile 1/6"şar payının davacılar adına ayrı ayrı tesciline denildiği halde, hükümde taşınmazın 5/12"şer payının iptali ile 1/12"şer payının davacılar adına ayrı ayrı tesciline karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, çekişme konusu 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın reddedilmesi, 1 nolu bağımsız bölüm yönünden de mirasbırakanın veraset ilamı uyarınca bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.