9. Hukuk Dairesi 2011/52928 E. , 2014/2061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2011
NUMARASI : 2010/751-2011/591
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, 02.04.2000-03.08.2010 tarihleri arasında davalı iş yerinde en son 1000 TL ücretle çalıştığını, maaşının sigortaya eksik bildirildiğini ve fazla mesai ile yıllık izin ücreti haklarının da ödenmediğini, davacının hak ettiği fazla mesai ücretlerinin ödenmesi halinde fazla mesai yapacağını bildirmesi üzerine kovularak işten çıkartıldığını ileri sürmüş ve kıdem tazminatı ile ücret, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili; davacının iş akdinin devamsızlığı nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin ödendiğini herhangi bir alacağının bulunmadığını, yıllık izinlerinin ise kullandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ç)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
D)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı, iş akdinin 03.08.2010 tarihinde sona erdiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, talep aşılarak iş akdinin 06.08.2010 tarihinde sona erdiğinin kabulü ile hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek alacakların hüküm altına alınması hatalıdır.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir(Yargıtay 9.HD. 21.03.2012 gün, 2009/48913 E, 2012/9400 K .).
Somut olayda; tanık beyanları ile kanıtlanan fazla çalışma ücreti alacağından mahkemece 1/6 oranında takdiri indirim yapılmış olup yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda yerel mahkemenin hakkaniyet indirimi uygulaması yerinde olmasına karşın yapılan takdiri indirim oranı düşüktür. Hizmet süresi dikkate alındığında hakkın özünü etkilemeyecek şekilde daha yüksek bir oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
4- Davacı, davalıya ait iş yerinde 10 yıldan daha fazla bir süre ile çalışmış olup 4 yıl izin kullanmadığını açıklamıştır. Dosya içerisinde yer alan bir kısım bordrolarda davacının yıllık izin kullandığına ilişkin kayıtlar bulunmaktadır. Mahkemece, bordrolar davacıya gösterilip beyanı alındıktan ve hangi yıllara ait izinlerini kullanmadığı açıklattırıldıktan sonra bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
5- Hüküm altına alınan alacak miktarılarının, net mi brüt mü olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Açıklanan sebepler ile temyiz edilen kararın BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28/01/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.