17. Hukuk Dairesi 2014/1029 E. , 2015/9440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2009/510-2012/590
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının işleteni olduğu aracın neden olduğu tek taraflı trafik kazasında araç sürücüsü olan müvekkilinin yaralandığını, yaralanma sebebiyle müvekkilinin malül kaldığını, müvekkilinin karartma ışıklarının ve emir gereği hızlı gitmesinin etkisi ile yolun çökmüş olduğunu fark edemediğini, yapılan ceza yargılamasında müvekkilinin kusuru bulunmaması sebebiyle beraat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 45.923,90 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın AYİM"de görülmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü olan davacı ile yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun kusurlu olduğunu, araçtan kaynaklanan bir kusur olmadığını, Nakdi Tazminat Komisyonu tarafından davacıya yapılan ödemelerin maddi ve manevi zararları kapsadığını, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince manevi tazminat istenemeyeceğini, yapılan ödemelerin faiziyle birlikte tenzilinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 41.609,90 TL maddi tazminat ile 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı M.. B.."nı hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir. Zira dava dilekçesinde davacının kullandığı askeri aracın karartma ışıklarının yanması ve emir gereği hızlı gitmesinin etkisi ile yolun çökmüş olduğunu fark edemediği ve bu nedenle kazanın meydana geldiği iddia edilmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idareler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzelkişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.
1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kananu"nun 20. maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapacağı hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle yukarıda belirtilen yasa hükmü kapsamında kalan idari uyuşmazlıklara ilişkin davaların Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nde görülmesi gereklidir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur. O halde mahkemece, adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 02.07.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.