Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9074
Karar No: 2013/9869
Karar Tarihi: 11.11.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/9074 Esas 2013/9869 Karar Sayılı İlamı

Özet:


20. Hukuk Dairesi'nin 2013/9074 E. & 2013/9869 K. sayılı kararı tapu iptali ve tescil davasıyla ilgilidir. Daire, yerel mahkemenin kararını onaylamış ve davalı vekilinin karar düzeltme talebini reddetmiştir. Dava konusu olan taşınmaz, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bulunmaktadır. Dava, tapuda kayıtlı yerin iptali için açılmıştır. Ancak, yapılan orman tahdit işlemi, kesinleşen mahkeme kararının tanınmaması suretiyle yapılmıştır. Bu nedenle, mahkeme kararlarına uyma yükümlülüğü olan davacı idare, kasıtlı olarak mahkeme kararına dayanan tapu kaydına itibar etmemiştir. Daire, davacı idarenin, kesinleşmiş mahkeme kararlarını içeriğinin doğruluğunu sorgulamadan yerine getirme yükümlülüğü olduğunu belirtmiştir ve tapu kaydının yeniden tartışmaya açılmasının, ancak koşullarının bulunması halinde, yargılanmanın yenilenmesi yoluyla mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Mülkiyet hakkı, ancak kamu yararı ve kamu düzeni amacı ile sınırlandırılabileceğinden, dava konusu yerin eylemli orman olma niteliği sabit olduğundan, bunun kamulaştırmak yoluyla yapılabileceği belirtilmiştir. İİK 39, Borçlar Kanunu 135/2 ve YİBK 11.
20. Hukuk Dairesi         2013/9074 E.  ,  2013/9869 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA KONUSU : Orta Mahalle ... ada ... sayılı parsel


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 26/03/2012 gün ve 2011/15434 - 2012/4534 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
    Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 219.00.- TL. para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına 11/11/2013 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    (KARŞI OY YAZISI)

    Karar düzeltme talebi, ... İli, ... İlçesi, Orta Mahalle, ... Mevkii, ... ada ... parsel numaralı davalı ... adına tapuda kayıtlı yerin, kesinleşen orman kadastrosu sınırlarında kaldığından bahisle tapusunun iptaline ilişkin kararın onanmasına yönelik kararın düzeltilmesi talebine ilişkindir.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde ilk kadastro, arazi kadastrosu olarak 1957 yılında yapılmış, dava konusu taşınmaz tarla vasfıyla ... ... adına tesbit edilmiştir.
    ... Orman İşletme Şefliği tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesine kadastro tespitine itiraz davası açılmış, yapılan yargılama sonucunda davanın görüldüğü dönemdeki mevzuat uyarınca Tarım Bakanlığından araştırma yapılarak davanın reddi ile dava konusu taşınmazın davalı adına tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
    15.04.1985 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2 B çalışmaları sırasında bu yer orman içine alınarak tapusunun iptali için işletmesine bilgi verilmesi kararlaştırılmıştır. Yani burada mahkeme kararından habersiz sehven orman içine alınma değil kesinleşmiş mahkeme kararının tanınmaması suretiyle taşınmazın orman içine alınması söz konusudur. Hâlbuki davacı İdarenin kesinleşmiş mahkeme kararlarını içeriğinin doğruluğunu sorgulamadan yerine getirme yükümlülüğü vardır. Bu durumda kasıtlı olarak mahkeme kararına dayanan tapu kaydına itibar edilmeden yapılan orman tahdit işlemi yolsuzdur, baştan itibaren yok hükmündedir. Zira Anayasanın 138. Maddesinde belirtildiği üzere ‘Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez’. Anılan hüküm nedeniyle davacı idarenin üzerine düşen mahkeme kararına uymaktan ibarettir. Dava konusu taşınmazın mahkeme kararından önceki hukukî durumunu yeniden tartışmaya açılması, ancak koşullarının bulunması halinde, yargılanmanın yenilenmesi yoluyla mümkündür.
    Ayrıca, dava şartları açısından da konunun ele alınmasında fayda vardır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, mahkemece davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddedilmesi gerekir. Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile (H.U.M.K. Md.237) çözümlenmiş olması da dava şartıdır ki olumsuz dava şartı adıyla adlandırılır. Somut olayda davalı tarafça yargılamaya başlandığı sırada kesin hüküm itirazı ileri sürülmüş, ancak, mahkemece buna itibar edilmemiştir. Ancak, kesin hükmün varlığı, yargılamanın bir kesiminde nazara alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez.
    Olaya mülkiyet hakkının korunması yönünden bakıldığında ise; 1982 Anayasasının 35. maddesinde “herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar, ancak, kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması, toplum yararına aykırı olamaz.” 46.maddesinde ise; “kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılıklı peşin ödenmek koşuluyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz malları kamulaştırabileceği” öngörülmüştür. Görüldüğü üzere, mülkiyet hakkı, ancak, kamu yararı ve kamu düzeni amacı ile sınırlandırabilecektir (YHGK’nun 20.10.2004 gün 2004/1-435-558 sayılı ilamı). O halde, dava konusu yerin eylemli orman olma niteliği sabit ve bu şekilde kalmasında kamu yararı varsa bunun yolu kamulaştırmak olmalıdır.
    Bu koşullar altında, orman ile görülen dava sonucu kazandığı dava konusu yer için, hatalı yapılan orman kadastrosunun ardından kişiye yeniden 10 yıllık sürede dava açma yükümlülüğü yüklemek hak ve nesafet kurallarına uygun düşmeyecektir. İİK 39, Borçlar Kanunu 135/2 ve YİBK 11.12.1959 tarih ve 10/12 sayılı kararı uyarınca aynî hakkı geçiren ve ayni hakkın kurulmasına ilişkin ilamların zaman aşımına uğramayacağı ise bilinen bir husustur.
    Yukarıda kısaca açıklanan ve bozma ilâmında ayrıntılı olarak açıkladığım nedenlerden dolayı, karar düzeltme talebinin KABULÜNE karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, karar düzeltme isteğinin REDDİNE ilişkin sayın çoğunluğun düşüncesine katılamıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi