20. Hukuk Dairesi 2018/6483 E. , 2019/2994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Temyiz incelemesi yapılabilmesi için;
1) Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., , ..., ..., ..., ... ve ...’a mahkemenin gerekçeli kararı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılmıştır. Dava dosyasından, bu davalıların adres kayıt sisteminde adreslerinin olup olmadığı tespiti yapılamamaktadır.
6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35/2. maddesi, adresini değiştiren kimsenin yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükme bağlandığından, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilenlere Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir. Gerekçeli karar tebligatı, 6099 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden (19.01.2011) sonra yapıldığından usulsüzdür. Gerekçeli kararın adı geçen davalılara, kimlik bilgilerine göre adres kayıt sistemindeki son adresleri tespit edilerek, tespit edilen adreslerine yapılarak, temyiz ve cevap sürelerinin beklenilmesi,
2) Davalılar , ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ye, mahkeme kararının Tebligat Kanunun 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de tebligat mazbatasındaki adresin "adres kayıt sistemi"nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Yapılan tebligatlardan bir kısmında haber verilen komşu isim ve imzasının alınmadığı gibi imzadan imtina edildiğine dair şerhin tebliğ evrakında bulunmadığı, bir kısmında yalnızca daire nosunun belirtilerek işlem yapılmakla yetinildiği anlaşılmaktadır. Adı geçen davalılara yapılan tebligatın, Tebligat Kanununun 21/1. maddesinde belirtilen usûle de uymadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yapılan tebligatlar usulsüz olup, mahkemece gerekçeli kararın adı geçen davalılara yöntemine uygun tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenilmesi,
3) Dava konusu anataşınmazda, mahkemece tespit edilmesi halinde karar tarihinden sonra vefat eden maliklerinin veraset ilamlarının davacı vekiline verilecek yetki ve izin ile veraset ilamları temin edilerek mirasçıları ile karar tarihinden sonra devir gerçekleşmiş ise devir alan yeni maliklere gerekçeli kararın tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenilmesi,
4) Anataşınmazdaki bütün bağımsız bölüm malikleri ile hissedarları gösterir şekilde tapu kayıtlarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, getirtilen tüm evrakların bu dosya arasına konulması,
Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Değinilen eksikliklerin giderilmesi için, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine 30/04/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.