10. Hukuk Dairesi 2014/8250 E. , 2015/12713 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 22.09.2010 tarihinde meydana gelen trafik – iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemenin davalıdan rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacıya gider avansı yatırmak üzere tensip zaptıyla 2 haftalık süre verilmiş ve bu hususlara ilişkin ihtarata uyulmadığından bahisle, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120"nci maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Gider avansı alınmasına yönelik düzenleme 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda benimsenmiştir. Anılan Kanunun; “Dava şartları” başlığını taşıyan 114"üncü maddesinde, davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması, dava koşulu olarak sıralanmış, “Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 120"nci maddesinde, davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya (2) haftalık kesin süre verileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan; söz konusu Kanunun “Delil ikamesi için avans” başlığını taşıyan 324"üncü maddesinde, taraflardan her birinin ikamesini istediği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu,
./..
taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri, taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer tarafın bu avansı yatırabileceği, aksi durumda talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümlerin saklı olduğu açıklanmış; “Resen yapılması gereken işlemlere ilişkin giderler” başlıklı 325"inci maddesinde ise, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hakim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, (1) haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verileceği, belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak tutarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedileceği bildirilmiştir.
Şu durumda, Kanunun 120"nci maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin 324"üncü maddedeki delil ikamesi için avans kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava koşulu olan gider avansının, delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerekmekte olup, dolayısıyla, delil ikamesi için alınacak avans ile dava koşulu niteliğindeki gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın, gider avansı içinde yer almaması zorunludur. Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması, keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi, anılan 324"üncü madde düzenlemesi karşısında olanaksızdır. Ayrıca, delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi de gerekmekte olup, örneğin resen hesap raporu alınacaksa giderin 325"inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi de yerinde olacaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yalnızca 6100 sayılı Kanunun 324"üncü ve 325"inci maddeleri gereğince delil avansı talep edilebileceği göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı Kurum vekili bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.