Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın davalının sevk ve idaresindeki araçla karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, 1,5 ay dışarı çıkamadığını ve çalışamadığını ve maddi zorluklar nedeniyle ameliyat olamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın, 11.08.2010 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile 512,64 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın 11.08.2010 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820,00 TL"na çıkartılmıştır. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı için kabulüne karar verilen 512,64 TL maddi tazminat yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalının davacı yönünden hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının davacı hakkındaki manevi tazminat istemine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 2-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde BK.nun 47. (TBK"nın 56.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın onama harcına mahsubu ile bakiye 144,93 TL onama harcının temyiz eden davalıdan tahsiline 2.7.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.