Mahkemesi :Asliye Ceza
Suç : Hakaret, iftira
Hüküm : 1- 15.01.2008, 14.04.2008, 10.06.2008 ve 17.06.2008 tarihli hakaret suçları nedeniyle mahkumiyet,
2- Diğer hakaret suçları nedeniyle beraat,
3- İftira suçu nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyetlere yönelik incelemede;
a)Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret eden sanık hakkında temel cezanın belirlenmesi sırasında TCK"nın 125/3-a maddesi yerine 125/1. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
b)Hükmün gerekçe kısmında sanığın 10.06.2008 tarihinde Eğitim Merkezi Müdür yardımcısına verdiği dilekçesindeki eyleminde ihtilat unsuru bulunmadığı, bu nedenle sübuta eren 15.01.2008 tarihli ve 14.04.2008 tarihinde Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu"na verdiği dilekçeye konu eylemleri nedeniyle sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanmasına karar verilmiş ise de, hüküm fıkrasında TCK"nın 43. maddesine esas alınan eylemleri içinde 10.06.2008 tarihli eylemi de kabul edilerek hüküm kurulması suretiyle gerekçe ve hüküm fıkraları arasında çelişkiye düşülmesi,
c)Yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik incelemede;
Mahkeme kararlarının beraat de olsa gerekçeli olarak yazılması, iddia, savunma, tanık beyanı ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelere gerekçede yer verilmesi mahkemeyi ulaştığı sonuca götüren hukuki değerlendirmelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık olarak gerekçeye yansıtılması, sonucuna göre de; CMK"nın 223. maddesinin 2. fıkrasının hangi bendine dayanılarak beraat kararı verildiğinin kararda açıklanması gerekir.
Bu ilkeler doğrultusunda gerekçe yazılmadan “sanığa atılı diğer sövme suçlarını işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından” bahisle beraat kararı verilmek suretiyle Anayasanın 141, CMK"nın 34 ve 230. maddelerine muhalefet edilmesi,
3- Sanık hakkında iftira suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
İddia, oluş ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın, katılanın işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için 10.09.2008 tarihli iddianameye de konu edilen Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Başkanlığı, Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı ve diğer devlet kurumlarına gönderdiği dilekçe ve mektupların akıbetleri araştırılıp katılan hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.