20. Hukuk Dairesi 2013/8293 E. , 2013/9851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... İlçesi,... Köyünde bulunan 13 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;
... mevkii, Doğusunda 654 nolu kadastro parseli, Kuzeyinde Hurmalık Devlet Ormanı, Batı ve Güneyinde... varislerinin tarla ve fındıklığı ile çevrili 17/05/2012 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 6526,88 m2 miktarlı yerin tarla ve bahçe niteliği ile davacı ... adına TMK"nın 713/1. maddesi gereği tesciline,
Aynı krokide davacı tarafından talep edilen kesik çizgiler ile belirtilen kısmın Hurmalık Devlet Ormanı sahası içinde kaldığından, bu kısma ilişkin davacının ve davalı Hazinenin tescil talebinin reddine (zaten Devlet Ormanı içerisinde bulunduğundan bu kısma ilişkin Hazinenin tescil isteği konusunda karar verilmemiştir),
karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından (A) bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 28.08.1992 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece yapılan keşifte dinlenen orman, ziraat ve yerel bilirkişiler, çekişmeli yerin % 50 - 60 eğimli hali arazi niteliğinde olup, davacı tarafından otlak olarak kullanıldığını, üzerinde orman bitki örtüsünün bulunmadığı, 1959 tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olduğunu açıklamışlardır. Dava konusu taşınmazın davacı tarafından otlak olarak kullanıldığı söylenmiş, ancak ne şekilde kullanıldığı tam olarak açıklanmamıştır. Sadece hayvan otlatılarak kullanılan yerlerdeki zilyetlik, ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığından hukuken korunamaz. Bu nedenle, ziraat bilirkişi, mahallli bilirkişi ve tanıklarla tekrar keşif yapılarak taşınmazın davacı tarafından ne şekilde kullanıldığı araştırılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklara zilyetlik durumu ayrıntılı olarak açıklattırılmalı, davacının ekip, biçmek gibi bir zilyetliği olup olmadığı araştırılmalı, ziraat bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, kaç yıl önce imar ve ihya edildiği ve ne zamandır tarımda kullanıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.11.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.