Esas No: 2020/427
Karar No: 2021/1530
Karar Tarihi: 02.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/427 Esas 2021/1530 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
....
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU : ... ...
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/01/2020 tarih ve.......sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ........ ...", "... ...", "........ ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, ...... kod numarasını alan başvurunun, ... Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından .... Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa bu markanın şekil unsuru baskın olmak suretiyle genel izleniminin müvekkiline ait markalara benzediğini, ortalama tüketicilerin markalar arasında direkt karşılaştırma şansına nadiren sahip olduğunu, genellikle akıllarında kalan kusursuz olmayan örneğine dayanarak değerlendirme yapabildiğini, davalı başvurusunu gören tüketicilerin markayı müvekkiline ait markaların serisinden olarak algılayacağını, ... kararında müvekkiline ait markaların tanınmışlığının dikkate alınmadığını, davalının bu tescilinin, haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ........ sayılı kararın iptali ile dava konusu ..... başvuru numaralı “....... ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, markanın henüz tescil edilmemiş olması karşısında markanın hükümsüzlüğünün talep olunamayacağını, benzerliğin markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenim üzerinden yapılmasının gerektiğini, müvekkiline ait markanın görsel, işitsel ve fonetik olarak davacı markalarından tamamen farklı bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki dava konusunu oluşturan çekişmeli 29. Sınıftaki malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mallar ile aynı/benzer oldukları, ancak davaya konu marka başvurusunda bulunan şekil kompozisyonunun davacı markalarından oldukça farklılaşmış olması nedeniyle taraf markalarının görsel olarak benzer olmadıkları, markalar arasında kavramsal benzerliğin bulunmadığı, “...” , “...” ve sair kelimelerin birbirinden farklı okunacak olması karşısında markalar arasında sesçil benzerlik olmadığı, dava konusu markalar arasında 6769 s. SMK 6/1 maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, SMK m. 6/3’den kaynaklı bir tescil engelinden söz edilebilmesinin mümkün olmadığı, tanınmış olarak tescil edilen markanın sadece “...” ibaresinden ibaret olması, davaya konu başvurunun ise bir kompozisyon olması ve markaların birbiri ile benzer olmaması karşısında davaya konu markayı gören tüketicilerin aklına davacının gelmesi ve tüketicilerin mezkûr markayı davacının seri markalarından birisi zannetmesi veya davacı ile bir bağlantısı olduğu yanılgısına düşmeleri, davalının haksız bir kazanç sağlaması, markanın daha kolay hatırlanır olması yahut markanın itibarına zarar verilmesi, “...” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşmesi tehlikesinin ispatlanamadığı dolayısıyla SMK 6/5. madde uygulama şartlarının oluşmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu marka ile müvekkilinin markasının görsellerinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olup, bu benzerlik ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açmadığını, müvekkilinin davaya dayanak markaları sınırlı sayıda belirtilmemiş ve delil dilekçesinde ilgili markalara yer verildiğini, müvekkilinin tüm markalarının dikkate alınmadığını, markalarının bir arada değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu markanın tescili halinde bu markalı ürün ya da hizmetlerin müvekkilin seri markalarından biri olduğu ve/veya müvekkiliyle bağlantılı bir şirket tarafından üretildiği intibaı yaratılacağını, dava konusu markanın, müvekkilinin markasının içeriğini sulandırıcı nitelikte bulunduğunu, müvekkilinin tanınmış marka olarak tescilli markasının iltibas riski dışında da SMK madde 6/5 kapsamında korunması gerektiğini, kötü niyetli marka tescil talebi söz konusu bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ... marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği, ancak davalının başvurusuna konusu marka ile davacının dayanak tüm markaları arasında SMK'nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli olarak değerlendirilemeyeceği, SMK'nın 6/1. maddesinde koşulların somut uyuşmazlıkta bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2021
....
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.