Esas No: 2016/20541
Karar No: 2021/1979
Karar Tarihi: 01.04.2021
Danıştay 4. Daire 2016/20541 Esas 2021/1979 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20541
Karar No : 2021/1979
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Gayrimenkul Turizm İnşaat Emlak Taahhüt Mimarlık Mühendislik Taşımacılık Gıda Tarım Hayvancılık Otomotiv Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2014 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinin pişmanlık talepli olarak verilmesi üzerine pişmanlık hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; beyanname vermeme şeklinde vergi ziyaı cezasını gerektiren kanuna aykırı davranışın, hakkında herhangi bir vergi incelemesine başlanılmasından ve bu husus nedeniyle takdir komisyonuna sevk işleminden önce kendisi vergi dairesine haber vererek 371. maddeye uygun olarak ilgili beyannameyi veren ve maddede sayılan diğer koşulları yerine getiren mükellefler hakkında vergi ziyaı cezası kesilmeyeceği, ancak bu koşullara uyulmaması halinde verilen beyannameye göre tahakkuk eden verginin %50 nispetinde vergi ziyaı cezası uygulanacağı, davacı şirket tarafından 30/04/2015 tarihinde 2014 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi verildikten sonra 05/05/2015 tarihinde pişmanlık hükümlerinden yararlanılarak düzeltme beyannamesi verildiği, tahakkuk eden vergiye ilişkin olarak pişmanlık hükümlerine uyulmadığından hareketle dava konusu vergi ziyaı cezasının kesildiği, olayda, davacı tarafından pişmanlık hükümlerinin ihlal edilmediğine ilişkin herhangi bir iddia ileri sürülemediği veya aksini ispat edecek herhangi bir bilgi belge dosyaya sunulamadığından dava konusu vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ziyaa sebebiyet verildiği iddia edilen verginin kurum geçici vergisinden kaynaklandığı, ancak vergi dairesince kurumlar vergisinden mahsup edilmek üzere ihdas edilen geçici vergiden kaynaklanan geçici vergi için de vergi ziyaı cezası kesildiği, farklı bir kazancın ya da vergi türünün bulunmadığı, dava konusu olayda mükerrerlik bulunduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı tarafından 2014 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinin pişmanlık talepli olarak verilmesi üzerine pişmanlık hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle adına vergi ziyaı cezası kesildiği, ancak pişmanlık hükümlerinin ihlâl edildiği iddiasına ilişkin olarak dava dosyasında herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi Vergi Mahkemesince de bu husus hakkında herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmış olup, bu bağlamda Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği görüldüğünden, temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin 3. fıkrasında; vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek cezanın yüzde elli oranında uygulanacağı düzenlenmiştir.
Buna göre; pişmanlık, vergi ziyaı cezası kesilmesi gereken durumları kapsamakta ve koşullarına uyulduğu takdirde mükellef adına ceza kesilmesini önlemektedir. Böylece, 213 sayılı Kanunun 341. maddede tanımlandığı üzere verginin geç tahakkuk etmesinden doğmuş olan vergi kaybının yaptırımı olan ceza kesilmemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 2014 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinin pişmanlık talepli olarak verilmesi üzerine pişmanlık hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle adına vergi ziyaı cezası kesildiği, ancak pişmanlık hükümlerinin ihlâl edildiği iddiasına ilişkin olarak dava dosyasında herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi Vergi Mahkemesince de bu husus hakkında herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen tespitler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, dosyanın adil yargılanma hakkı ve kararların gerekçeli olarak yazılması temelinde ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Bahse konu haklar, sırasıyla Anayasa'nın 36. ve 141. maddeleri ile teminat altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesi kararları ile oluşturulan genel ilkelere bakıldığında ise "adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerektiği" (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75); gerekçeli karar hakkının, tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli olduğu (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34); Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamayacağı, ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğunun gerekçeli karardan anlaşılması gerektiği (Salih Savran, B. No: 2018/12600, 28/1/2021, § 33) ilkelerine yer verildiği görülmektedir.
Buna göre; Vergi Mahkemesince, ''re'sen araştırma ilkesi'' ile söz konusu hususların araştırılarak uyuşmazlığın tüm yönleriyle aydınlatılması adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının gereği olduğundan, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.