Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/22322
Karar No: 2012/26077

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/22322 Esas 2012/26077 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2012/22322 E.  ,  2012/26077 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Dava dilekçesinde 10894 TL"lik takibe vaki itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, ortak taşınmazın davalı tarafından kiraya verilmek suretiyle kullanıldığını, tahsil ettiği kira bedellerinin hissesi oranında tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek,itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, dava konusu taşınmazlardan 2 nolu taşınmaza ilişkin olarak davacıya kira bedelinin ödendiği, 4 nolu taşınmazın ise davalı tarafından kullanıldığının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık ecrimisil alacağına yönelik yapılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacının, bir davayı açmakta hukuki yararı (menfaat) bulunmalıdır.Buna hukuki korunma ihtiyacı denir. Yani; davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korunmaya değer bir yararı olmalıdır.Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir.Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir;yani dava hakkı,hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi Devletin mahkemelerini, davası ile gereksiz yere uğraştıramaz.Kanunlarımızda açıkça yazılı olmayan hukuki yararın dava şartı olduğu, Yargıtay tarafından da açıkça kabul edilmektedir.Bir davanın açılıp yürütülmesi için davacının hukuki yararının bulunması olumlu dava koşulu olup, bu nedenle taraflar arasında hukuksal ilişki ve hukuksal yarar şartının bulunup bulunmadığı, davanın her safhasında kendiliğinden araştırılır. Tarafların bu şartların mevcut olmadığına ilişkin bir itirazda bulunmamaları ve hatta buna rıza göstermeleri halinde bile her iki şart bulunmadığı müddetçe dava dinlenemez. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 188. maddesinde, "Hakimin re"sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar" deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir (Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 1990 Cilt, 1 s:900; Prof. Dr. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku Cilt 1-II-İst.1997 s:28 ve 871).
    Bu noktada, dava hakkının bir anlamda dava şartı olduğu kuşkusuzdur. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yargıtay Dairesi, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir (HGK.04.07.2007 gün ve 2007/13-453, 2007/453) İcra İflas Kanununun 62/1 maddesi gereğince, “İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine bir dilekçe ile, veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.” hususu düzenlenmiştir. Borçlu tarafından takibe itiraz edilmez, ya da süresi içinde itirazda bulunulmaz ise, takip kesinleşir ve alacaklı İİK.m. 78 gereğince haciz konulmasını isteyebilir.
    Somut olayda, davalı borçluya ödeme emri, 22.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu ise takibe 30.4.2009 tarihinde itiraz etmiştir.Oysa ki; 7 günlük ödeme emrine itiraz süresi 29.4 2009 tarihinde sona ermiş ve davalı borçlu aleyhine yapılan icra takibi de kesinleşmiş bulunmaktadır. Bu durumda, davacı alacaklı ,haciz istemek suretiyle takibe devam edilmesini isteyebilecektir. İtirazın iptali davası açmak suretiyle alacağına kavuşmak istemesinde korunmaya değer hukuki yararı bulunmamaktadır.
    Mahkemece, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken,işin esası hakkında inceleme yapılıp ret kararı verilmesi doğru değilse de, sonuç itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 18/12/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi