Esas No: 2020/2057
Karar No: 2021/689
Karar Tarihi: 01.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2057 Esas 2021/689 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2057
Karar No : 2021/689
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Sendikası
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLLERİ : ... , Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 21/10/2019 tarih ve E:2018/3073, K:2019/7862 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Sendika tarafından, Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı ve “Kadro dereceleri hk.” konulu Genel Yazısının 2. paragrafında geçen “sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborant unvanlı olanların dereceleri (3-12) ...” ibaresinin iptali ile bu düzenlemeye dayanak olarak gösterilen 6428 sayılı Kanun'un 22. maddesindeki “sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborant unvanlı olanların dereceleri (3-12)...” ibaresinin, Anayasa'nın 2 ve 10. maddelerine aykırı olduğundan bahisle, Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 21/10/2019 tarih ve E:2018/3073, K:2019/7862 sayılı kararıyla;
3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesiyle, mesleki ve teknik öğrenim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlara "teknisyen" unvanı verilmesinin öngörüldüğü; 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'la da, sağlık meslek liselerinin tıbbi laboratuar bölümlerinden mezun olanların "tıbbi laboratuar teknisyeni" unvanını alacaklarının belirtildiği,
6283 sayılı Hemşirelik Kanunu'nun 1. maddesiyle, ortaokul mezunu olup, ebe-hemşire okullarında 3 sene tahsil gördükten sonra, Sağlık Bakanlığınca yapılan sınavda başarılı olanlara hemşire unvanı verilmesi öngörülmüş iken; aynı maddede 2007 yılında yapılan düzenleme sonrasında, hemşirelik ile ilgili lisans eğitimi veren fakülte ve yüksek okullardan mezun olanlara hemşire unvanı verileceği belirtilerek, sadece hemşirelik lisans mezunlarının hemşire unvanı alabilmelerinin amaçlandığı,
Bununla birlikte, Geçici 2. maddesinin 1. fıkrasıyla da, 2007 yılından önce hemşirelik ve eşdeğer sağlık programlarından mezun olanlar ile bu programlarda kayıtlı olan öğrencilerin haklarının saklı tutulduğu; diğer taraftan, aynı maddenin 4. fıkrasıyla da, 2007 yılından itibaren 5 yıl süre ile sağlık meslek liselerinin hemşirelik ve hemşireliğe eşdeğer sağlık memurluğu programlarına öğrenci alınmasına devam edilmesinin kurala bağlandığı; 2012 yılında aynı Kanuna eklenen Geçici 3. maddenin 2. fıkrasıyla da, bu sürenin 5 yıl daha uzatıldığı,
Aynı Kanun'un Geçici 2. maddelerinin 2 ve 3. fıkralarıyla da, sağlık memurluğu ile ebelik programından mezun olanların hemşire olarak çalışabilmelerinin öngörüldüğü,
Özetle ifade etmek gerekirse, 2007 yılından önce ortaöğretim mezunları da hemşirelik unvanına sahip olabilmekte iken, 2007 yılından itibaren sadece hemşirelik lisans programlarından mezun olanların hemşire olabilmelerine imkan sağlandığı; daha önce hemşirelik unvanına sahip olanların hakkının saklı tutulduğu, sağlık memurluğu ve ebelik programlarından mezun olanların da hemşire olarak çalışabilmelerinin öngörüldüğü, ayrıca Geçici 2 ve 3. maddeler ile de belirli bir süre daha sağlık meslek lisesi mezunlarının hemşire olabilmelerine olanak sağlandığı,
Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 33. maddesinde, kadrosuz memur çalıştırılamayacağı; genel ve katma bütçeli kuruluşlarla bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara ait kadroların, Genel Kadro Kanunuyla belirleneceği; 35. maddesinde de, her kurum için hazırlanacak kadro cetvellerinde gerekli kadroların sınıfı, derecesi, unvanı ve adedinin gösterileceğinin kurala bağlandığı,
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'yle de, kapsamda bulunan kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadroların ihdası, iptali ve kullanılmasına dair esas ve usullerin düzenlendiği; 6. maddesinde, kadro ihdasının kanunla yapılacağının belirtildiği; 9. maddesinde de, kurumların hiyerarşik yapısını bozmamak kaydıyla, kadroların derecelerinde değişiklik yapma yetkisinin Bakanlar Kuruluna verildiği,
Aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı Cetvelde, genel bütçeli kamu idarelerinin memur kadrolarının (I) sayılı Cetvelde gösterilmiş olduğu; genel bütçe kapsamında olan davalı idarenin ve bağlı kuruluşlarının kadrolarına da söz konusu Cetvelde yer verildiği,
Diğer taraftan, 657 sayılı Kanun'un 36. maddesinde, memurların öğrenim durumlarına göre giriş ve yükselebilecek derece ve kademelerinin gösterilmiş olduğu; lise dengi mesleki veya teknik öğrenimi bitirenlerin 12. dereceden başlayıp 3. dereceye kadar; 2 yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlerin 10. dereceden başlayıp, 1. dereceye kadar; 4 yıl süreli yüksek öğrenim bitirenlerin de 9. dereceden başlayıp 1. dereceye kadar yükselebileceklerinin belirtildiği,
09/03/2013 tarih ve 28582 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6428 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle de, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin eki Cetvellerde Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait bölümlerinde bulunan sağlık hizmetleri sınıfındaki bazı kadroların alt ve üst derecelerinin belirlendiği; bu kapsamda "ebe, hemşire ve sağlık memuru" unvanlı kadroların derecelerinin (1-12); "sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborant" unvanlı kadroların derecelerinin ise (3-12) olarak değiştirildiği,
6428 sayılı Kanun'un 22. maddesindeki bu düzenlemeyle, öncelikli olarak her bir kadro unvanına tek bir derece (3. dereceli teknisyen kadrosu gibi) verilmesi yerine, toplu kadro derecesi verilmesi (3-12 dereceli teknisyen kadrosu gibi) yöntemi benimsenmek suretiyle, personelin terfisinde gecikmeye sebebiyet verilmemesinin ve atamalarda kadro sıkıntısı yaşanmamasının amaçlandığı; ayrıca, Hemşirelik Kanununda yapılan değişiklikler sonrasında, hemşire unvanlı kadrolarda sağlık meslek lisesi mezunlarıyla birlikte yüksek öğretim kurumu mezunlarının da istihdam edilmeleri ve 657 sayılı Kanun'un 36. maddesine göre de yüksek öğretim mezunlarının 1. dereceye kadar yükselebilmeleri nedeniyle, hemşire kadrosunda ve bu unvana eşdeğer kabul edilen diğer kadrolarda bulunan yüksek öğretim mezunlarına 1. dereceli kadroların tahsis edilmesinin amaçlandığı; diğer taraftan, 657 sayılı Kanun'un 36. maddesine göre lise mezunlarının 3. dereceye kadar yüksebilmeleri sebebiyle de, sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborant kadrolarında bulunanlara en fazla 3. dereceli kadroların tahsis edilmesinin amaçlandığının anlaşıldığı,
Dava konusu edilen Genel Yazıyla, 6428 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle yapılan değişikliklerin örneklerle açıklandığı ve herhangi yeni bir kural getirilmediğinin görüldüğü,
Buna göre, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca, kamu kurumlarının hiyerarşik yapısı ve 657 sayılı Kanun'un 36. maddesine göre memurların öğrenim durumları itibarıyla yükselebilecekleri azami dereceler dikkate alınarak, memurların kadro derecelerinin belirlenmesi hususunda idarenin takdir ve düzenleme yetkisinin bulunduğu; söz konusu yetkiye istinaden, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında bulunan "ebe, hemşire ve sağlık memuru" ile "teknisyen ve laborant" için farklı kadro dereceleri belirlenmesinin mümkün olduğu, teknisyen ve laborantlara 1 ve 2. dereceli kadro ihdas edilmesi hususunda idarenin yargı kararıyla zorlanamayacağı sonucuna ulaşıldığı,
Her ne kadar, davacı Sendika tarafından, "ebe, hemşire ve sağlık memuru" unvanlı personel ile "sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborant" unvanlı personelin sağlık meslek lisesi mezunu olduğu, görev ve sorumluluklarının da birbirine yakın ve eşdeğer olduğundan bahisle, söz konusu kadroların derecelerinin farklı belirlenmesinin Anayasa'da öngörülen eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmüş ise de; söz konusu unvanlara sahip olabilmenin ilgili mevzuatta farklı koşullara bağlandığı; farklı kadro unvanlarının, özlük hakları bakımından (yükselebilecek dereceler dahil) aynı hukuksal konumda olduklarının kabulüne olanak bulunmadığından; ayrıca Hemşirelik Kanunu'nda yapılan değişiklikler sonrasında, hemşire kadrosunda ve bu unvana eşdeğer kabul edilen diğer kadrolarda, sağlık meslek lisesi mezunlarıyla birlikte yüksek öğretim kurumu mezunlarının da istihdam edilmeleri ve 657 sayılı Kanun'un 36. maddesine göre de yüksek öğretim mezunlarının 1. dereceye kadar yükselebilmeleri nedeniyle, bu kadrolarda bulunan yüksek öğretim mezunlarına 1. dereceli kadroların tahsis edilmesi amacıyla kadro derecelerinin farklı düzenlendiği sonucuna ulaşıldığından, davacının bu iddiasına da itibar edilmediği,
Bu durumda, 6428 sayılı Kanun'un 22. maddesinin uygulamasını gösteren ve madde metninin tekrarından ibaret olduğu anlaşılan Genel Yazının dava konusu edilen kısımlarında, üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı Sendika tarafından, dava konusu Genel Yazıda, sağlık meslek lisesi mezunu olan ebe, hemşire ve sağlık memurlarının kadro derecelerinin (1-12); aynı lise mezunu olan sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborantların kadro derecelerinin ise (3-12) olarak düzenlendiği, söz konusu kadroların, görev ve sorumluluklarının birbirine yakın ve eşdeğer olduğu, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği'nde bu unvanların görev ve sorumluluklarının sayıldığı ve bunların tamamının yardımcı sağlık personeli olarak düzenlendiği, Sağlık Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği'nin 6. maddesinde de, söz konusu kadroların, unvan değişikliği sınavına tabi kadrolar olarak sayıldığı, dava konusu düzenlemeyle, sağlık meslek lisesi mezunu olan bazı personelin (ebe, hemşire ve sağlık memuru) kadroları 1. dereceye kadar yükselebilirken, aynı lise mezun olan bazı personelin (teknisyen ve laborantların) kadrolarının 3. dereceye kadar yükselebildiği, bu durumun Anayasa’da öngörülen eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırılık oluşturduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 657 sayılı Kanun ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine uygun olarak, görülen kamu hizmetinin kriterleri esas alınmak ve değerlendirilmek suretiyle Devlet memurlarının kadrolarının ihdas edildiği, bu kadrolar ihdas edilirken, kamu hizmetinin gerekleri ve yapılan işin dikkate alındığı, her bir memuriyet sınıfı için ihdas olunacak kadroların hangi derece ve kademelerde olacağının da belirtilmesi gerektiği, bu yolla her yıl durum değerlendirmeleri yapılarak terfi edecekler için kadro ihtiyaçlarının Devlet Personel Başkanlığı ile Maliye Bakanlığının uygun görüşleri üzerine Bakanlar Kurulu Kararı alınarak Resmi Gazete'de yayımlandığı ve bundan sonra bu kadroların kullanılabildiği, bu durumun personelin terfilerinde gecikmelere sebep olduğu, diğer taraftan açıktan ve istifa sonrası atamalarda kadro ihtiyaçları karşılanamadığından sağlık hizmeti sunumunda aksaklıklar ile karşılaşıldığı, bu mahzurların ortadan kaldırılması için 6428 sayılı Kanun'un 22. maddesinde bazı kadro unvanlarının alt ve üst derece sınırlarının belirtildiği, anılan maddede, sağlık teknisyeni, diş protez teknisyeni ve laborant unvanlı kadrolar bakımından aleyhe herhangi bir değişiklik yapılmadığı, dava konusu Genel Yazının ise Kanun hükmünü hatırlatmaktan ibaret olduğu, bu hükmün eşitlik ilkesine aykırı olmadığı, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davancının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 21/10/2019 tarih ve E:2018/3073, K:2019/7862 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 01/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.