Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5883
Karar No: 2022/5680
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5883 Esas 2022/5680 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/5883 E.  ,  2022/5680 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, 13.06.2019 tarihli kararla, taşınmazların tamamı 33.868.800 hisse kabul edilerek, çekişmeli taşınmazların hükümde isimleri bildirilen ... ... oğlu ... ve ... ... oğlu ... mirasçıları adına hükümde gösterilen paylarla tesciline, 18.07.2019 tarihli tavzih ek kararla ise, tamamı 2.838.528.000 hisse kabul edilerek yine hükümde isimleri bildirilen ... ve ... mirasçıları adına hükümde gösterilen paylarla tesciline karar verilmiş olup, anılan hükmün Yargıtayca duruşma yapılmak suretiyle incelenmesi müdahil davacılar ... ... ve 19 arkadaşı vekili ve ... ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı Hazine vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.06.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden Hazine vekili Avukat ..., ... ve müşterekleri vekili Avukat ..., ... ve ... vekili Avukat ... ile karşı taraftan ... ve müşterekleri vekili Avukat ...' ün katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkemece verilen önceki hüküm Yargıtay tarafından bozulmuş olup bozma ilamında özetle; "Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden ve aktarılan davanın kapsamı da yöntemine uygun şekilde belirlenmeden hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 13.6.2019 tarihli kararla, taşınmazların tamamı 33.868.800 hisse kabul edilerek, çekişme konusu taşınmazların hükümde isimleri bildirilen ... ... oğlu ... ve ... ... oğlu ... mirasçıları adına hükümde gösterilen paylarla tesciline karar verildikten sonra, mahkemenin 18.7.2019 tarihli tavzih ek kararıyla bu kez, taşınmazların tamamı tamamı 2.838.528.000 hisse kabul edilerek yine hükümde isimleri bildirilen ... ve ... mirasçıları adına hükümde gösterilen paylarla tesciline karar verilmiş; hüküm müdahil davacılar ... ... ve 19 arkadaşı vekili, ... ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında genel mahkemeden görevsizlik kararı uyarınca Kadastro Mahkemesine aktarılan elatmanın önlenmesi davasının dayanağı olan dava dilekçesinin aynen okunarak yerel bilirkişiden dava dilekçesinde tarif edilen taşınmazları ayrı ayrı göstermesinin istenmesi, fen bilirkişisinden ise gösterilen bu taşınmazlara kadastro paftasının aplike edilmesi suretiyle aktarılan davanın konusu ve kapsamı olan taşınmazların parsel numaralarının sağlıklı bir biçimde belirlenmesinin istenilmesi gereğine işaret edildiği halde, bu şekilde bir araştırma ve inceleme yapılmamış ve aktarılan davanın kapsamı yöntemince belirlenmemiştir. Yine bozma ilamında, aktarılan davanın kapsamı belirlendikten sonra dayanılan tapu kayıtlarının kapsamlarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesine göre saptanması istenilmesine rağmen, söz konusu tapu kayıtları uygulanmamış ve kapsamları belirlenmemiştir. Ayrıca, bozma ilamında, kayıt kapsamı dışında kalan yerler bakımından bir kısım tarafların sulh olmasının, sulhun tarafı olmayan Hazine ve Köy Tüzelkişiliğini ve dava dışı gerçek hak sahibi olan kişileri bağlamayacağına işaret edildiği halde, bu husus da hüküm yerinde tartışılmamıştır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, aktarılan dava dosyasının aslı, müdahale ve sulh dilekçeleri ile çekişmeli 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanak asılları dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde keşif yapılarak, mahalli bilirkişilere elatmanın önlenmesi davasının dayanağı olan dava dilekçesi aynen okunmak suretiyle dava dilekçesinde tarif edilen taşınmazları ayrı ayrı göstermeleri istenmeli; fen bilirkişisinden ise, gösterilen bu taşınmazlara kadastro paftasının aplike edilmesi suretiyle aktarılan davanın konusu ve kapsamı olan taşınmazların parsel numaralarının sağlıklı bir biçimde belirlemesi talep edilmeli; uyuşmazlığın aktarılan davanın kapsamı ve konusu olan taşınmazlarla sınırlı olarak çözümleneceği dikkate alınmalı; aktarılan davanın kapsamı dışında kalan taşınmaz / taşınmazlar veya taşınmaz bölümleri var ise bu taşınmazların tutanak asılları, olağan yönteme göre kadastrolarının tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne devredilmeli; aktarılan davanın kapsamında olduğu halde tutanağı getirtilmeyen taşınmazlar mevcut ise bunların tespit tutanakları ile eki olan belgeleri ve davalı iseler dava dosyaları getirtilerek eldeki dava ile birleştirilmeli; aktarılan davanın kapsamında kalmasına rağmen kadastro tespiti kesinleşen taşınmazlar bulunduğunun anlaşılması halinde, bun taşınmazların tutanak asılları ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları "davalıdır" şerhi verdirilerek Tapu Müdürlüğünden getirtilip dosya arasına konulmalı; bundan sonra iddia ve savunma doğrultusunda, tutunulan tapu kayıtlarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca yöntemince uygulanıp kapsamları tayin edilmeli; aynı Kanun’un 13.,14.,16.,18.,20. ve özellikle 14/son ile 30/2 maddeleri dikkate alınarak, “sulh” olanların sulhe ilişkin beyanlarının sadece kendileri ile sulhun taraflarını bağlayacağı, Hazine, Köy Tüzelkişiliği ve 30/2 uyarınca belirlenecek dava dışı gerçek hak sahiplerini bağlamayacağı da düşünülmeli; kayıt kapsamı dışında kalan taşınmazlar ya da taşınmaz bölümleri bakımından da usulünce zilyetlik araştırması yapılmalı ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller de birlikte değerlendirilmek suretiyle, tüm taşınmazlar bakımından hangi gerekçe ile hangi kararın verildiği de ayrıntısı ile tartışılarak bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, anılan hususlar dikkate alınmadan, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi; haklarında hüküm verilen 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanak asılları, genel mahkemeden aktarılan ve eldeki dosya ile birleştirilen dava dosyası (iş bu dosya arasında, aktarılan davanın sadece dava dilekçesine rastlanmıştır), hükmüne uyulan bozma ilamında da geçen anlaşma/sulh tutanağı ve gerekçeli karar başlığında “müdahil davacılar” olarak yer alan ... ... ve müştereklerine ait müdahale dilekçesinin dahi dosya arasında bulunmaması de isabetsiz olup, bu belgeler dosya arasında bulunmadığından dosyada taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı ve sulhun kapsamı da denetlenememiştir.
    Ayrıca; kabule göre de, 6100 sayılı HMK'nin 305. maddesine aykırı olacak şekilde, hüküm tarihinden sonra dosyaya sunulan mirasçılık belgeleri dikkate alınarak hükmü değiştirir tarzda tavzih kararı verilmesi de usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil davacılar ... ... ve 19 arkadaşı vekili, ... ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden müdahil davacılar ... ve müştereklerine, davacılar ... ve müştereklerine, ... ... mirasçıları ile davalı ...'a iadesine, 13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi