2. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/13808 Karar No: 2009/19222
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/13808 Esas 2009/19222 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2008/13808 E. , 2009/19222 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Şanlıurfa Aile Mahkemesi TARİHİ : 26.06.2008 NUMARASI :Esas no: 2008/158 Karar no:2008/451
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün duruşmalı temyiz eden M.. T.vekili Av. M. B..ile temyiz eden karşı taraf vekili Av. A. S.. geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı-davalı kocanın temyizinin harç ve kaydı bulunmadığından incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda başka kadınla yaşayan, eşine şiddet uygulayıp evden kovan davacı-davalı koca tamamen kusurludur. Davalı-davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonradA mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2)
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen nedenle davacı-davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadağına, yukarıda 2. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davası ve diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 625.00 TL. vekalet ücretinin M..den alınıp M."ye verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09.11.2009