3. Hukuk Dairesi 2012/22308 E. , 2012/26060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde davacı şimdilik 8816 TL tazminatın davalıdan tahsili, davalı ise, maddi ve manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde, davalının kendisinin taraf olduğu davanın hakimi olduğunu, davalının davada vekalet ücretini yanlış hesaplaması nedeni ile hasım tarafa fazla vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığını beyan ederek, şimdilik 8816TL.’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise açtığı karşılık dava ile, davacının açtığı dava ile kişilik haklarının ihlal edildiğini beyan ederek, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, hakim aleyhine açılan tazminat davası ile, bu davaya karşı hakim tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.09.02.2011 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi"nce kabul edilip 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Yasası"nın 93. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 93/A maddesinde; "Hakim ve Savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle: "a)Ancak devlet aleyhine dava... açılabileceği", "b) Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası... açılamayacağı", "…hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle devlet aleyhinde açılacak tazminat davaları ile rücu davalarında bu madde hükümleri; bu maddede hüküm bulunmayan hallerde ise ilgisine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu..." hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Aynı yasanın 14. maddesi ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 573. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi "Hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir." biçiminde değiştirildikten sonra, geçici 2.maddesinde de "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlüğe girinceye kadar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573. maddesindeki sebeplere dayanılarak açılacak tazminat ve rücu davalarında; a) Hakimlerin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davası, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde... açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatı ile görülür.", "(2) Hakimler ve Savcılar Kanununa eklenen 93/A maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bu kanunla değiştirilen 573. maddesi hükümleri bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte a) Görülmekte olan davalar, b) Kesinleşmemiş hükümler, c) Miktar veya değeri itibariyle temyiz ve karar düzeltme yoluna gidilemediği için kesinleşen hükümler, bakımından da uygulanır ve davaya Devlet aleyhinde devam olunur." biçiminde düzenleme yapılmıştır.Öyle ise mahkemece, bu esaslar dahilinde 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa uyarınca değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Diğer yandan; 6100 sayılı HMK.nun 167. (eski HUMK. m.46) maddesinde düzenlenen “Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir.” Hükmü gereğince, davacının açtığı dava ile, davalı hakimin açtığı karşılık davanın birlikte görülmesi mümkün bulunmadığından, karşılık davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesi gerekirken karşı davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.