10. Hukuk Dairesi 2020/9159 E. , 2021/10550 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/2326-2020/944
İlk Derece
Mahkemesi : Aydın 2. İş Mahkemesi
No : 2013/145-2018/243
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 15.12.2005 – 20.04.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalışmasına rağmen kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kısmen kabulü ile,
... TC kimlik numaralı davacı ... ...’nin, 1025073 sicil numaralı davalı işyeri olan ... Gıda Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nde hizmet akdine tabi olarak,
2008 yılında 345 gün,
2009 yılında 360 gün,
2010 yılında 360 gün,
2011 yılında 360 gün,
2012 yılında 360 gün,
2013 yılında 95 gün olmak üzere toplamda 1880 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Aydın 2. İş Mahkemesi"nden verilen 17.10.2018 tarih, 2013/145 Esas ve 2018/243 Karar sayılı kararına yönelik davalı ... Nakliye ve Ticaret Ltd. Şti. vekili ile davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili; davacının tespitini istediği dönemde ayrıca tarım bağkur sigortalısı olduğu, davanın ispatlanamadığı, kurumun hizmet tespiti davasında kusurunun bulunmayıp aleyhine yargılama gideri verilemeyeceği,
Davalı şirket vekili; işyerinin niteliği gereği çalıştırılan işçilerin mevsimlik olduğu, davacının çiftçi olup kendi nam ve hesabına çalıştığı, kabule konu hükme esas alınan tanıkların hiçbirinin bordrolu tanık olmadığı, kısmi çalışmaları olan bir kısım tanıklarla husumetli oldukları, Tam çalışması bulunan bordrolu tanıkların ise davacıyı hiç tanımadıkları, davacının işverenin unvanını dahi bilmediği, davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır.
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerinin tespitine ilişkin davalar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörülmemiş ise de bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
İnceleme konusu davada; davacı 15.02.2005 – 20.04.2013 tarihleri arasında meyve depolama ve paketleme yapılan iş yerinde kesintisiz ve sürekli çalıştığı halde çalışmalarının kuruma hiç bildirilmediğinden bahisle hizmetlerinin tespitini talep etmiş, mahkemece -çalışma başlangıç ve bitiş tarihleri belirlenmeksizin- davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Sigortalı hizmet dökümünden davacının 06.08.2008’de başlayıp halen devam eden 2926 sayılı yasa kapsamında 5510 sayılı 4/1-b-4 bendine tabi Tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, 07.10.2013’ten itibaren ise Tarım Bağ-Kur yanında kısmi süreli ve 2 farklı işveren yanında geçen 4/1-a kapsamında hizmetlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının hem tarım bağkurlu olup hem de davalı yanında sürekli ve kesintisiz çalışma iddiası açıklattırılarak, davacının ne şekilde, mevsimlik mi, tam zamanlı mı, kısmi süreli mi çalıştığı, tarımsal faaliyetlerini ne şekilde yürüttüğü, tarımsal faaliyetlerine ne kadar zaman ayırıp işveren yanında kalan zamanlarda nasıl ne şartlarda çalıştığı sorulmalı, sigorta sicil dosyası da getirtilerek çakışan dönemlerdeki çalışma iddiası tanıklardan da sorularak araştırılmalı, çalışmanın şekli, niteliği, süresi, tam zamanlı kısmi zamanlı, mevsimlik olup olmadığı, işi giriş ve çıkış tarihleri hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenmeli, kabule konu dönemde davacının tarımsal üzrün teslimi olup olmadığı araştırılmalı, varsa mutlaka bir zaman ayıracağı gözetilmeli, gerekirse kanaat edinmeye yetecek kadar bordro tanığı dinlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.