Esas No: 2021/1957
Karar No: 2021/2060
Karar Tarihi: 02.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1957 Esas 2021/2060 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1957 Esas
KARAR NO: 2021/2060 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2021
NUMARASI: 2020/12 E. - 2021/401 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA;Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısının başlattığı İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takipte, Osmaniye ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile fiili haciz uygulaması esnasında müvekkillerinden ...'nin o sırada taraf olmadığı icra dosyasında talimat ile fiili haciz işlemi uygulanan borçlunun bulunduğu haciz mahallinde iken icra memurları ve diğer kişilerin nezaretinde oluşan kanuni cebri icra işlemlerine ve fiili haciz baskısına maruz kaldığını, konu hakkında pek fazla hukuki bilgisi olmadığı ve bu konuda da bilgilendirilmediği halde tutanaklara birlikte imza attığını, borcun kendisinden istenmeye başlandığını, bir kısmının tahsil edildiğini, hatta cebri icra yoluyla kendisine ait araç haczedilerek satışının sağlandığını, eşi ...'nin aracın satışı ile durumu öğrendiğini, bilseydi kesinlikle rızasının olamayacağını ileri sürerek icra kefalet işleminin ve bu işleme bağlı olarak müvekkili aleyhine haksız olarak düzenlenen icra emrinin ve müvekkil açısından icra takibinin iptaline, müvekkili ...'nin bu konuda borçlu olmadığının tespitine, dosyaya ödenen, elden ödenen satış sureti ile tahsil edilen 28.300,00 TL ile ödenen sair paralar ve aracın düşük değerli satımından kaynaklanan zararların ödeme tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin kambiyo senedine dayanan alacağının tahsili amacıyla borçlular ... Ltd. Şti. aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ...-E sayılı dosyası ile yasal takip başlatıldığını, Osmaniye ... İcra Müdürlüğünün ...-Tal sayılı dosyası ile 26.08.2016 tarihinde uygulanan haciz işleminde davacı ... ve ...’ın kendi adlarına dosya borcuna kefil olduklarını, bu defa İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasından kefillere icra emri gönderildiğini, davacıların itiraz etmediklerini, takibin kesinleştiğini, davacının 22.02.2019 tarihinde dava açtığını, davanın reddinin gerektiğini, somut olayda 26.08.2016 tarihli haciz işlemi sırasında ...’nin borca kefil olduğunu, davacı-kefil’e ödeme emri gönderildiğini ve takibin kesinleştiğini, davacının icra kefilliğinin geçerli olduğunu, haciz zaptının 1.sayfasında haciz tarihinin açıkça belirtildiğini, ...’nin kendi adına dosya borcunun 50.000,00 TL’lik kısmına icra kefili olmayı kabul ve taahhüt ettiğini, haciz zaptını okuyarak kendi hür iradesiyle haciz zaptını imzaladığı, kefaletin tüm şartlarının gerçekleştiğini, davacının icra kefilliğini kendi hür iradesiyle kabul ettiğini, hukuki ve cezai sorumluluğunun anlatıldığını, haciz tutanağını imzaladığını, davacıların icra kefilliğinin geçerli olduğunu, sonradan davacıya icra takibi emri gönderildiğini, tebliğ edilmesine rağmen borçlu tarafından itiraz edilmediğini, istirdat davasında ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının borçlu olunmayan paranın haciz baskısı ile ödendiğini ispata mecbur olduğunu, dosyadaki tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/06/2021 tarihli 2020/12 Esas, 2021/401 Karar sayılı kararıyla; "TBK madde 581 ve devamı maddelerine göre eşin rızasının kefil olabilme ehliyetinin özel koşulu olduğunu, somut olayda, dava konusu icra kefaletine eş rızası bulunmadığından geçersiz olmakla birlikte icra kefaletinin geçersizliğinin davalı alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceğini, kefalet ilişkisinin davacı üçüncü kişi ... ile borçlular ... ve ... Ltd. Şti arasında kurulmuş olduğundan icra kefaletinin iptali talebi ancak borçlulara karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle davacı tarafın kefaletin iptali talebinin ve buna bağlı olarak yöneltilen istirdat ve tazminat taleplerinin pasif husumet yokluğundan reddi gerektiği" gerekçesiyle; Davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Eşin rızasının kefalet sözleşmeleri için geçerlilik şartı olduğunu, Türk Borçlar Kanunu m.584 ile “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır." hükmünün düzenlendiğini, eşin rızasının alınması kanuni zorunluluk haline getirildiğinden dava konusu icra kefaletinin geçersiz olduğunu, müvekkili ...'nin eşi ...'nin rızasını almadan yapmış olduğu kefilliğin yoklukla malul olduğunu ve davacı müvekkilinden yapılan tahsilatlar ile birlikte aracın düşük satımından kaynaklanan zararların ve re'sen tespit edilecek bütün tutarların reeskont avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesi gerektiğini, bilirkişi raporunda da kefaletin geçersiz olduğunun açıkça belirtildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...'nin istinaf dilekçesine cevabında; davacılardan ...nin icra dosyasında taraf olarak yer almadığından bu dava da taraf sıfatı bulunmadığını, ...'nin kendisi adına dosya borcunun 50.000,00-TL lik kısmına icra kefili olmayı kabul ve taahhüt ettiğini ve kendi hür iradesi ile imzaladığını, icra kefilliğinin geçerli olduğunu, davacının esas dosyadan gönderilen icra emrine de itiraz etmediğini, davacının borçlu olunmayan paranın haciz baskısı ile ödendiğini ispata mecbur olduğunu, davacıların icra kefaletinin geçersizliği iddiasını davalı alacaklı olan müvekkiline karşı ileri süremeyeceklerini, kefalet ilişkisinin davacı üçüncü kişi ... ile borçlular ... ve ... Ltd. Şti arasında kurulmuş olduğundan icra kefaletinin iptali talebinin ancak borçlulara karşı ileri sürülebileceğini, dosyada gerçekleştirilen tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu beyanla, başvurunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı ...tarafından borçlular ... ve ... Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senedine dayalı haciz yolu ile icra takibine geçildiği, Osmaniye ... İcra Müdürlüğünün ... Tal sayılı dosyası üzerinden 26.08.2016 tarihinde uygulanan haciz işleminde davacı ... ve dava dışı ...’ın kendi adlarına dosya borcunun 50.000 TL'lık kısmına ayrı ayrı kefil oldukları, ve tutanağı imzaladıkları görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, Osmaniye ... İcra Müdürlüğünün ... Tal sayılı dosyası üzerinden 26.08.2016 tarihinde uygulanan haciz işleminde müvekkillerinden ... tarafından yapılan icra kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, ödenen paraların iadesi ve davacıların zararlarının tazminini talep etmiştir. Davacılardan ..., diğer davacı ...'ın eşi olup, icra kefalet sözleşmesinde rızasının bulunmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece, davanın alacaklı aleyhine değil borçlular aleyhine açılması gerektiğinden bahisle, davalının husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ... tarafından, üçüncü kişinin takibe konu borcuna karşılık kefil olduğu ve ödemelerin davalı alacaklıya yapıldığı, kefalet sözleşmesinin tarafının davalı olması nedeniyle, mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4 maddesi gereğince, İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin 16/06/2021 tarihli 2020/12 E. - 2021/401 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 38,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/12/2021 tarihinde HMK'nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.