7. Hukuk Dairesi 2016/5715 E. , 2016/7805 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen 15/12/2015 tarihli ek karar ile 18/11/2015 tarihli kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 15.04.2016 Salı günü belirlenen saatte davalı.... vekili Av.... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av.... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
Karar davalı vekilinin yüzüne karşı tefhim edilmiş, davalı vekili tefhimden itibaren 8 günlük süre geçtikten sonra, gerekçeli kararın tebliği üzerine temyiz talebinde bulunmuş, mahkemece bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, hüküm, HMK"nun 297 inci maddesinde belirtilen tüm unsurları içerir biçimde tefhim edilmediğinden temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliği ile işlemeye başladığı, davalı vekilinin de gerekçeli kararın 03.12.2015 tarihinde tebliği üzerine 8 günlük temyiz süresi içinde 10.12.2015 harç tarihli dilekçesi ile kararı süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından, mahkemenin yerinde olmayan 15.12.2015 tarihli ek kararı kaldırılmalı, davalının 18/15/2015 tarihli karara yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı davalı şirketin üstlendiği Baraj İnşaatı işinde ve davalının taşeronu nezdinde çalıştığını, taşeronun işi bırakıp kaçması üzerine davalı şirket tarafından müvekkilinin iş akdinin 20/11/2013 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davacının ücretinin 4.000,00 TL olduğunu, haftanın yedi günü gündüz vardiyasında saat 06.00-18.00; gece vardiyasında 18.00-05.00 saatleri arasında, milli bayram ve genel tatil günleri dahil çalıştığını, aylık ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirketle iş sözleşmesi ilişkisi bulunmadığını, .... isimli taşeronun işçisi olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, şantiyede 45 saatin üstünde çalışma yapılmadığını, haftalık izinler ile tatil günlerinde çalışma yapılmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan davanın esasına ilişkin beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece davacının işinde çalıştığı, sulh olmak istemesi karşısında husumet itirazının yerinde olmadığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Fazla mesai ve hafta tatili çalışma ücretleri ihtilaflıdır.
Davacı vekili davacının fazla mesai yaptığını iddia etmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının günde 12 saat çalıştığı, 1 saat ara dinlenme kullandığı ve haftalık 21 saat fazla mesai yaptığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Davalı işyerinin özelliği, davacının yaptığı iş dikkate alındığında davacının günde 12 saat çalıştığına ilişkin kabul dosya kapsamına uygundur. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenmenin 1,5 (birbuçuk) saat yerine 1 (bir) saat olarak alınması hatalı olmuştur.
Öte yandan hafta tatili ücreti hesabı yapılırken, birinci satırda hafta sayısının “4,5 (dörtbuçuk)” yerine “13,5 (onüçbuçuk)”; 2 inci satırda “26 (yirmialtı)” yerine “78 (yetmişsekiz)” olarak alınması ve davalı aleyhine fazla alacak hesaplanması doğru olmamıştır.
3-Davacı vekili davacının ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ücret alacağı hesap edilmiş, getirtilen banka hesap ekstresine göre ödendiği anlaşılan miktar mahsup edilmiştir. Ancak hesap edilen ücret alacağının brüt olduğu mahkemece kabul edildiğine göre, brüt olarak hesap edilen alacaktan ödenen “net” miktarın brüte çevrilerek mahsubu yerine “brüt” miktardan “net” miktarın indirilmesi ile sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 15/12/2015 tarihli ek kararın bozulup KALDIRILMASINA, temyiz olunan 18/11/2015 tarihli kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınanak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.