20. Hukuk Dairesi 2013/8521 E. , 2013/9792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Genel arazi kadastrosunda...Köyü, 105 ada 549 parsel sayılı 15316,29 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfı ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı ... adına tespit edilerek tapuya tescil olunmuştur.
Davacı ..., 18.12.1940 tarih ve 131 sıra nolu tapu kaydının hissedarı olduğunu, hissedarlar arasında gerçekleşen fiilî taksim ile kendisine ait bulunan tapulu yerinin çekişmeli taşınmazın içinde kaldığını iddia ederek, çekişmeli taşınmazdaki tapulu yeri kadar bölümün tapu kaydının iptaline ve tapu kaydı sınırları içinde bulunan ve orman alanı içinde bulunan bir bölümün adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı, aynı yerde bulunan 560 ve 559 nolu parselleri kapsama ihtimalinin bulunduğu, davacının zilyetlikle mülk edinme koşullarını taşımadığı, (A) ile gösterilen bölümün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçe gösterilerek davacının davasının reddine, müdahil davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne ve çekişmeli 105 ada 549 nolu parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 2960,31 m2 yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılarak kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: şöyle ki; davacı 1940 tarih ve 131 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece davacının dayandığı tapu kaydının tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı tespit edilmemiştir.
Mahkemece öncelikle, dayanılan tapu kayıt malikleri ile davacı arasındaki akdî veya ırsî ilişki belirlenmeli, daha sonra tüm geldi ve gitti kayıtları ile varsa harita veya krokisi, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli, komşu parsellere (6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlara ait olanlarda dahil) ait kadastro tesbit tutanakları ve dayanakları belgeler getirtildikten sonra önceki bilirkişiler
dışında seçilecek bir fen elemanı huzuruyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Ayrıca, kabule göre de Orman Yönetiminin 6100 sayılı H.M.K.’nun 65. maddesi bağlamında müdahil davacı sıfatı ile davaya harçlı bir katılımı bulunmamaktadır. Mahkemece ihbar yolu ile dahili davalı olarak yargılamaya çağrılması da, Orman Yönetimine taraf sıfatı kazandırmaz. Kaldı ki; H.M.K."nun 26. maddesine göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu nedenle, gerçek kişiler arasında görülen davada iddia ve savunmalar doğrultusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.