1. Hukuk Dairesi 2017/2486 E. , 2020/1293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ağabeyi olan davalı ..."nin borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması nedeniyle içinde bulunduğu zaruret halini fırsat bilerek taşınmazdaki payını devretmesi halinde yardımcı olabileceği telkini üzerine aralarında düzenledikleri harici sözleşme gereğince 8447 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını Binali"ye devretmeyi beklerken, davalı tarafın hileli davranışları sebebiyle Binali"nin eşi olan davalı ..."a devrettiğini, Binali"nin, payının gerçek değerini ödeyeceğini bildirerek zaman kazandığını ancak davalıların edimlerini yerine getirmediklerini, bu hususu 15.02.2010 tarihinde öğrendiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar, gabin iddiasının zamanaşımına uğradığını; davanın, bir yıllık süre dolduktan sonra açıldığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının aralarında düzenlenen harici sözleşme karşılığı olarak kararlaştırılan bedelleri noksansız bir şekilde teslim aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen karar Dairece ‘’...harici sözleşme düzenlenerek davacının iradesini sakatlayarak hile ile resmi akti yapmasının sağlandığı, bir başka ifadeyle davacının, kardeşi olan davalı ..."nin hileli davranışları nedeniyle dava konusu yerin temlikinin sağlandığı sonucuna varılmaktadır. Ne varki, mahkemece, davacının, dava konusu taşınmazdaki payını hile ile devrettiğini ne zaman öğrendiği hususunda yeterli ve şüpheden uzak bir araştırma yapılmış değildir. Hâl böyle olunca; öncelikle, davacının dava konusu taşınmazdaki pay devrinin hileli olduğunu ne zaman öğrendiğinin tespit edilmesi, ondan sonra eldeki davayı hak düşürücü süre içinde açıp açmadığının değerlendirilmesi, davanın süresinde açıldığının anlaşılması halinde, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.’’ gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde hak düşürücü sürenin geçmediği ve iddanın sabit olduğu gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25.02.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-K A R A R-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine.
Ancak, çekişmeli 8447 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Yasa"nın 22/A maddesi gereğince sayfası kapatılarak 196 ada 42 parsele dönüştüğü anlaşılmakta olup mahkemece doğru sicil oluşturulması için yeni parsel numarası üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken sayfası kapatılan eski parsel numarası üzerinden karar verilmiş olması isabetli değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. bendinde yer alan “..8447 parsel..,” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “..196 ada 42 parsel...’’ ibaresinin yazılmasına, davalı vekilinin bu yöne değinen ve yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.