20. Hukuk Dairesi 2013/6427 E. , 2013/9774 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Mahallesi 7097 ada 49 parsel sayılı 40319,01 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bağ niteliği ile davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmiş; davalı vekili tarafından hüküm temyiz edilmekle, önce onama kararı verilmiş, davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine dairenin 19.06.2012 gün ve 2012/7031 E. - 9332 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemenin gerekçesinin, dosya kapsamına ve delillere uygun düşmediği gibi taşınmazın tamamına ilişkin zilyetlik araştırmasının yeterli olmadığı, mahkemece, bir fen elemanı ile ziraat bilirkişi huzuruyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığının araştırılması, özellikle taşınmazın yüzölçümünün büyüklüğü gözönünde bulundurularak üzerinde sürdürülen zilyetliğin tamamında mı yoksa bir kısmında mı sürdürüldüğünün belirlenmesi, üstündeki meyve ağaçlarının sayısı ve yaşlarının tespit edilmesi, meyve ağaçları ve fidanları dikilmeden önceki kullanım şekli ve süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması; komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarının getirtilip uygulanması; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması; varsa, zilyetlik tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği taktirde 3402 sayılı Kanunun 30/1 maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılması; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılarak, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tespitinin iptali ile orman bilirkişisinin rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15348,536 m2"lik kısmın aynı ada ve parsel numarası ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 24970,471 m²"lik kısmın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları 15/01/2000 tarihinde, 6831 sayılı Kanunun 9. maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen düzeltme çalışmaları ise 07/10/2010 kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 07/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.