16. Hukuk Dairesi 2018/553 E. , 2020/4300 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu .... Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 46 parsel sayılı 1.440,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek, çalılık vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 09.04.2015 tarih ve 2014/12053 Esas, 2015/3658 Karar sayılı ilamı ile, "çekişmeli taşınmazın komşu parsel tutanakları ve dayanaklarının getirtilmediği, taşınmazın niteliği, kullanım durumu ve zilyetlik koşullarının ne şekilde gerçekleştiğinin yeterince araştırılmadığı belirtilerek, eksik belgeler getirtildikten sonra, mahallinde usulüne uygun şekilde keşif yapılarak anılan hususların araştırılması" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 28.07.2017 hakim havale tarihli fen bilirkişisi raporunda gösterilen 1440,37 metrekare yüzölçümlü kısmının tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmazın tarım arazisi vasfını taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Bozma sonrası 03.07.2017 tarihinde mahallinde yapılan keşifte mahkeme gözlemi olarak, eğimli arazinin birçok yerinin buğday ekilmek suretiyle kullanıldığı ve ekilen bu buğdayın köylüler tarafından el ile hasat edilmekte olduğu tutanağa geçirildiği halde, keşfi müteakiben hazırlanan 08.07.2017 hakim havale tarihli zirai bilirkişi raporuna eklenen fotoğraflarda herhangi bir ekim dikim faaliyetine rastlanmadığı gibi, anılan bilirkişi raporunda, taşınmazın kadimden bu yana ihya edilerek sebzelik ve kıraç tarla vasıflı olarak kullanıldığı yönündeki tespitin yanı sıra taşınmazın hali hazırda herhangi bir kültürel işleme tabi tutulmadığı, zemininde tespih çalılığı, meşe ve ardıç ağaçlarının, yer yer blok anakayaların bulunduğunun belirlendiği ifade edilmiş olup, bu haliyle, mahkeme hakiminin gözlemiyle çekişmeli taşınmaza ait fotoğrafların ve ziraatçi bilirkişi raporunun çeliştiği anlaşılmaktadır. Ne var ki Mahkemece, söz konusu çelişki üzerinde durulmamış ve çelişki yöntemince giderilmeksizin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle, taşınmazın daha önce bir bütün olarak kullanıldığı iddia edilen 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazları da kapsayacak şekilde tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi döneme ilişkin farklı evrelerde çekilmiş hava fotoğraflarının en az 3 adedi getirtilerek mahallinde, yerel bilirkişi ve tanıklarla beş kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, hava fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlanmışsa hangi tarihte tamamlandığı hususları netleştirilmeli, taşınmazın kültür-tarım arazisi olduğunun belirlenmesi halinde, bu husus hava fotoğrafları ve mahallinde çekilecek fotoğraflarla dosyaya yansıtılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, 6100 sayılı HMK"nın "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendi uyarınca, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC kimlik numaraları, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi zorunlu olduğu halde, dosya içerisinde harcı yatırılmış müdahale dilekçesi bulunan fer"i müdahil sıfatını haiz Menderes Batmaz"ın karar başlığında gösterilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.