17. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5874 Karar No: 2019/2147 Karar Tarihi: 21.02.2019
Hırsızlık - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2017/5874 Esas 2019/2147 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün kabul edildiği ancak hak yoksunluklarına hükmedilirken yanılgılı hüküm kurulduğu, hırsızlık suçuyla ilgili olarak kısmi iade konusunda usul ve yasaya aykırılık yapıldığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verildi. 5237 sayılı TCK'nun 168/1. maddesinin muvafakat edilirse, 168/2. maddesinin uygulanması gerektiği açıklandı. Kanuni sonuç olarak infaz evresinde TCK'nun 53. maddesinin 1 ila 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün olduğu ifade edildi.
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçuna yönelik kurulan hükme ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde; Mağdurun konutunun balkonunda bulunan sürgülü PVC kapı dış yüzeyinden elde edilen D nolu izin 19.09.2014 tarihli rapora göre, müşteki veya yakınlarına, 30.09.2014 tarihli rapora göre aynı izin sanığa da ait olmadığının anlaşılmasına göre sanığın kendisinin gözcülük yaptığına, konuta bizzat girenin Mehmet Keser olduğuna dair savunmasına mahkemece itibar edilerek konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin kabulü yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Hak yoksunluklarına hükmedilirken yanılgılı hüküm kurulmuş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde resen ve doğru olarak, TCK"nun 53. maddesinin 1 ila 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden ve Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibari ile infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...’un temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında hırsızlık suçuna yönelik kurulan hükme ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın suça konu yüzüğü hediye ettiği şahıs ile telefonu, bedeli daha sonra ödenmek üzere teslim ettiği şahsın bilgilerini kolluk görevlilerine vermek sureti ile bu kişilerden suça konu eşyalar alınarak mağdura teslim edildiğinin, 350 TL"nin de karar tarihindeki celsede sanık tarafından mağdura ödendiğinin anlaşılmasına göre, mağdurun kısmi iadeye muvafakat edip etmeyeceği sorulduktan sonra muvafakat ederse sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 168/1. maddesinin uygulanması gerektiği, muvafakat etmezse 168/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden zararın kovuşturma aşamasında giderildiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 21.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.