3. Hukuk Dairesi 2019/4180 E. , 2020/244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; şirketine ait iş yerinde davalı kurum çalışanı tarafından apartmanın elektrik panosuna bakılarak kaçak elektrik tespiti yapıldığını, binanın elektrik hattının hem iş yeri için hem de işyeri ile aynı binada bulunan daireler için ayrı ayrı çekildiğini; ancak, yukarı çıkan hattı kurum çalışanın kaçak hat olarak düşündüğünü ve tutanağı da buna göre düzenlediğini; kaçak elektrik kullanmadığı halde, söz konusu kaçak elektrik sebebiyle 7.952,90 TL ceza kesildiğini, itirazlarına cevap alamayınca söz konusu ceza miktarını 03.07.2014 tarihinde ödediğini, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle herhangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek; ödenen 7.952,90 TL"nin 03.07.2014 tarihinden itibaren davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kurum aleyhine açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı hakkında kaçak elektrik kullanmasından dolayı işlem yapıldığını ve ceza kesildiğini, konu ile ilgili kaçak tutanağının mevcut olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin, 18.04.2018 tarihli ve 2016/15687 Esas, 2018/4172 Karar sayılı ilamı ile; "Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Somut olayda, davacı taraf, tutanağın aksini ispat edememiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişi heyetine verilerek tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. " gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; davacının kaçak tespit tutanağında yazılı şekilde kaçak elektrik kullandığının tereddütsüz olarak tespit edilemediği, aksine tutanağın yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunun belirlendiği, dosyada mevcut raporlar arasında bu hususta bir çelişkinin de olmadığı, değerlendirilerek davacının kaçak tespit tutanağında yazılı şekilde kaçak elektrik tükettiği tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda, mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; Mahkemece uyma kararı verilen Dairemizin, 18.04.2018 tarihli ve 2016/15687 Esas, 2018/4172 Karar sayılı ilamı ile; davacı tarafından tüketilen elektriğin kaçak olduğu kabul edilerek; kaçak tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıkça belirtildiği halde; Mahkemece, davacının kaçak elektrik kullanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.
O halde, mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda, dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişi heyetine verilerek tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.