(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/18027 E. , 2012/3480 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı Murat Başman"ın borçlu, davalının alacaklı olduğu iki senedi davalının ciro ederek kendisine verdiğini ve taraflar arasındaki 25.3.2001 tarihli sözleşmeye göre, bu senetler nedeniyle kendisine ödenmesi gereken miktarın ödenmediğini, 28.500.000.000 TL alacağın tahsili için yapılan icra takibine de davalının itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davacı, dava dışı Murat Başman"ın borçlu, davalının alacaklı olduğu iki senedi davalının ciro ederek, kendisine verdiğini ve taraflar arasındaki 23.5.2001 tarihli sözleşmeye göre bu senetlerin icra takibine konulduğunu ve ... 2. İcra Müdürlüğünün 2003/2103 sayılı dosyasındaki alacağın tahsili halinde, yarısının kendisine diğer yarısının davalıya ait olacağının, ayrıca Belgeye (Sözleşmeye) göre senetlerin sahte çıkması halinde, kendi alacağının davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, senetlerin sahte olduğunun anlaşıldığını ve icra takibinin iptal edildiğini belirterek, sözleşmede kararlaştırılan alacağının ödenmesi için yaptığı icra takibine, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali talepli bu davayı açmıştır. Mahkemece verilen 28.2.2006 tarihli ilk kararda, dava reddedilmiş, bu karar Dairemizce bozulmuştur. Dairemizin bozma kararında, senetlerin sahte olduğunun anlaşılması karşısında, davacının sözleşmeye dayanarak davalı hakkında icra takibi yapmasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak talep Edilecek alacak miktarında tereddüt olursa, 2003/2103 sayılı icra dosyası ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilerek, bilirkişiden rapor alınması gerektiği, belirtilmiştir. Mahkemenin 06.05.2008 tarih ve 2007/330 esas 2008/235 karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne,itirazın iptaline, asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.03.2009 tarih ve 2008/13378 esas 2009/3798 karar sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş,davacının dayandığı belgenin 2.maddesinde, anılan icra dosyasındaki alacağın tahsil edilmesi halinde yarısının davacıya ait olacağı belirtilmiş olup,belgenin 4.maddesinde ise, senetler sahte çıktığı takdirde davacı alacağı ödenecektir şeklinde kararlaştırma yapıldığına göre, yine davacının alacağı, 2.maddeye göre alacağı miktar kadardır. Mahkemece, davacının alacağı miktar denetime elverişli şekilde bilirkişi aracılığı ile belirlenip, belgedeki ilkeler ışığında karar verilmesi gerekir gerekçesiyle kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece, davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile, davalının ... 2.İcra Müdürlüğünün 2003/3864 Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa, işlemiş faize ve ferilerine yönelik yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden 27.588,50.-TL üzerinden devamına, davacının inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının icra inkar tazminatına ilişkin talebi alacağın yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle reddedilmiştir. İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. İcra inkar tazminatı aleyhine yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş yaptırımdır. Ancak alacağında likit olması gerekir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece borçlu tarafından borcun tahakkuk ve tayin edilmesinin mümkün olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta davacı alacağı yukarıdaki açıklamalara göre likit olup, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Kaldı ki, mahkemenin 06.05.2008 tarihli ilk kararındaki asıl alacağın 2011/18027-2012/3480
%40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin karar davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır. Mahkemenin temyize konu olan hükmü ile davacı usulü kazanılmış hak bertaraf edilmiş bulunmaktadır.Hal böyle olunca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi Usul ve Yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, kararın "Hüküm" başlıklı bölümünün, (2) no" lu bendinde bulunan (davacının inkar tazminatı talebinin reddine) sözlerinin tümüyle karardan çıkarılarak yerine, ( 27.588,50 TL"lik asıl alacağın %40"ı oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine) söz lerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, peşin alınan 409,70 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.