
Esas No: 2013/12843
Karar No: 2013/15765
Karar Tarihi: 17.12.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/12843 Esas 2013/15765 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 05.11.2008 ve birleştirilen davada 25.02.2009 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 28.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.12.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av. ... ve davacı ... vekili Av. ... geldi. Açık Duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı ..., paydaş olduğu 566 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşı ...’ın payını 14.09.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ...’a devrettiğini, kendisine bildirim yapılmadığını, önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/69 Esas sayılı davasında davacı ..., 566 parsel sayılı taşınmazda dava dışı paydaş ...’ın payını 14.09.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ...’a devrettiğini, kendilerine bildirim yapılmadığını belirterek davalı adına kayıtlı payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, taşınmazda fiili paylaşım bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ...’in dava konusu taşınmazda paydaş olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, pay devri yapan ...’ın 18.01.1990 günlü sözleşmede taraf olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, tapu kayıtlarına göre çekişme konusu taşınmazda davacıların paydaş olduğu, davalının da 14.09.2007 tarihinde dava dışı paydaş ...’tan satış yoluyla pay edinerek paydaş olduğu görülmektedir. ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.12.2011 günü kesinleşen 2009/44 esas 2010/422 karar sayılı ilamı ile davacı ...’in tüm payının dava dışı ... adına tesciline karar verilmiştir. Davacı ... taşınmazda paydaş olmadığından isteminin reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmazı 18.01.1990 günlü ihale sonucunda davacı ..., dava dışı ... ve ... birlikte edinerek krokiye bağlanan aynı tarihli fiili taksim sözleşmesiyle kullanım şekli belirlenmiştir. Paydaş ... sahip olduğu payın bir bölümünü dava dışı Satılmış’a devretmiş, Satılmış da bu payın belirli bir oranını dava dışı ...’a nakletmiş, ... da 14.09.2007 günü satış yoluyla davalıya geçirmiştir. Aynı günlü ...’la davalı arasındaki adi yazılı sözleşme ile de 18.01.1990 tarihli anlaşmanın koşullarının kabul edildiği hükme bağlanmıştır. Görülüyor ki, davalı taşınmazın ilk malikleri arasındaki 18.01.1990 günlü fiili taksimi kabul etmiştir. Dolayısıyla, dava dışı ... fiili taksim sonucu tarafına bırakılan bölümün bir kısmına denk gelen payın davalıya nakledilmesini sağlamış olup payın ...’in kullanımında iken bu bölümde hak iddia etmeyen davacı ...’ın tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, taşınmazda eylemli paylaşım bulunduğu gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı ...’dan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.