Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/4404 Esas 2014/17669 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/4404
Karar No: 2014/17669
Karar Tarihi: 12.09.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/4404 Esas 2014/17669 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kalması ve sonrasında suçsuzluğunun anlaşılması sonrası maddi ve manevi tazminat talebiyle açtığı davanın reddedildiği yönünde. Ancak kararda, davacının tutuklandığı suçlardan beraat etmesi durumunda tazminata hak kazanacağına dair araştırma yapılması gerektiği belirtilerek hüküm bozuldu. Ayrıca aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiği ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından bu durumun araştırılması gerektiği ifade edildi. Kararda, 466 sayılı Kanun’un 2. maddesi de detaylı bir şekilde açıklanarak davanın tarihçesi ve dayandığı kanun maddesi hakkında bilgi verildi.
12. Ceza Dairesi         2014/4404 E.  ,  2014/17669 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2013/246473
    Mahkemesi : Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 22/05/2013
    Numarası : 2012/346-2013/164
    Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

    Davacı vekilinin 23.11.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Tazminat davasının dayanağını oluşturan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/296 Esas, 2012/134 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) bir süre tutuklu kaldığı, yargılama sonunda 12.06.2012 tarihinde suç işlemek amacıyla amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle ortadan kaldırma, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat kararı verildiği, kararın 19.06.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 23.11.2012 tarihinde, işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
    Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre davalı vekili ve davacı vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Yapılan yargılama sonunda davacı hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle ortadan kaldırma, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat kararı verildiği dikkate alındığında, davacının, tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının araştırılması bakımından gözaltı tutanakları, tutuklama ve tahliyeye ilişkin belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneğinin dosya içine alındıktan sonra, davacının hangi suç ya da suçlar nedeniyle tutuklandığının belirlenerek tutuklandığı suçlardan birinden beraat etmesi halinde tazminata hak kazanacağından bu husus araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3- Kabule göre de;
    Davanın reddine karar verilmiş olması karşısında, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 12.09.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.