13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17058 Karar No: 2018/3847 Karar Tarihi: 29.03.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17058 Esas 2018/3847 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/17058 E. , 2018/3847 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı yükleniciden 29.9.2009 tarihinde imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi ile bedelini ödeyerek daire satın aldığını, sözleşmede teslim tarihi 2.11.2010 tarihi olarak belirlenmesine rağmen dairenin fiilen 28.6.2013 tarihinde teslim edildiğini, sözleşmede gecikilen her ay için 300 USD kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ayrıca teslim edilen dairede bir kısım eksik iş ve ayıplı imalatların bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geç teslim nedeniyle ödenmesi gereken 9.300 USD ile eksik iş ve ayıplı imalat bedeli olarak 1.000,00 TL’nın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmede imzası bulunan dava dışı ... ’nın sözleşmenin düzenlendiği 16.07.2009 tarihinde davalı şirketi temsile yetkili olmadığından davalı şirketin taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda; davacı, davalı yüklenici şirketle imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi gereğince satın aldığı dairenin geç teslim edilmesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeli ile eksik iş ve ayıplı imalat nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların tazmini amacıyla eldeki davayı açmış olup, uyuşmazlıkta taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığına göre, davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re"sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde, mahkemece, Tüketici Mahkemeleri’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.