20. Ceza Dairesi 2018/5406 E. , 2019/3727 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 27/09/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar ... ve ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2013/217 esas, 2014/210 sayılı kararına karşı yapılan itiraz üzerine, bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/1039 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 03/10/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanıkların 11/06/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli ve 2012/505 esas, 2012/477 sayılı kararı ile sanık ... hakkında TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 191/6 maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik uygulanmasına, sanık ... hakkında TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine kararların Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 02/04/2013 tarih 2012/30743 esas 2013/6826 sayılı kararı ile bozulduğu,
2- Sanıklar hakkında bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda , Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2013/217 esas, 2014/210 sayılı kararı ile sanıklar hakkında TCK"nın 191/2. Maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın sanıklar müdafii tarafından süresinde temyiz edildiği,
3- Temyiz üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 02/05/2018 tarih 2015/11915 esas 2018/5367 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın l9l. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen "denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" veya "tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararlar, sözü edilen fikraya 14.04.201l tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itıraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, 527l sayılı CMK"nın 264. Maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda ya da merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, sanıklar müdafiinin temyiz dilekçesinin bu suç yönünden itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazla ilgili gerekli kararın mahallince yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin gönderilmesine karar verildiği,
4- Kararların itiraz incelemesi için gönderildiği ancak Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/1039 değişik iş sayılı kararı ile sanıklar müdafii tarafından verilen dilekçenin itiraz niteliği taşımadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tâbi olması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda ya da merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, sanıklar müdafiinin 31/03/2014 tarihli temyiz dilekçesinin bu suç yönünden itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazla ilgili bir karar verilerek dosyanın çözüme kavuşturulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2013/217 esas, 2014/210 sayılı kararına karşı yapılan itiraz üzerine, bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/1039 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanıklar hakkında hakkında verilen Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2013/217 esas, 2014/210 sayılı kararına karşı yapılan itiraz üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda ya da merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, sanıklar müdafiinin 31/03/2014 tarihli temyiz dilekçesinin bu suç yönünden itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazla ilgili bir karar verilerek dosyanın çözüme kavuşturulması gerekmesi nedeniyle itiraz üzerine verilen Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/1039 değişik iş sayılı kararı Kanuna aykırı olduğundan kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar: Açıklanan nedenlerle;
Sanıklar müdafiinin kanun yolu başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/1039 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 19.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.