Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7116
Karar No: 2022/36
Karar Tarihi: 17.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7116 Esas 2022/36 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin sauna, fitness salonu ve akıllı süpürge sistemlerinin yapılmadığı ve bu yüzden değer kaybı yaşandığını belirterek 4.295,91 TL talep etmiştir. Mahkeme, satış sözleşmesinde yer alan eksiklikleri göz önüne alarak davacı lehine hüküm vermiştir. Adalet Bakanlığı ise, uyuşmazlığın ayıpların niteliği ve ihbar yükümlülüğü üzerine odaklanması gerektiğini belirterek kararın kanun yararına bozulmasını istemiştir. Ancak Yargıtay, davacının tüketici olduğunu ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca ayıbın açık veya gizli olması ya da ihbar zorunluluğu olmaması halinde bile seçimlik haklarını kullanabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle Adalet Bakanlığı'nın talebi reddedilmiştir. Detaylar için, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8. ve 10. maddeleri incelenmeli.
3. Hukuk Dairesi         2021/7116 E.  ,  2022/36 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki ayıplı maldan kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, daire satış sözleşmesi ile davalıdan daire satın aldığını, dairenin 30/10/2016 tarihinde teslim edilmesi gerekirken belirtilen tarihte davalının daireyi teslim etmediğini, mezkur daire satış sözleşmesinde yer alan sauna, fitness salonu ve akıllı süpürge sisteminin yapılmadığını, satın almış olduğu dairede bu nedenle değer kaybının oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 1.000,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş ve 28.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 4.295,91-TL olarak davasını ıslah etmiştir.
    Davalı, taşınmazın sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiğini, davacı tarafın sözleşme gereği ödemesi gereken bedeli halen ödemediğini, bakiye borcu bulunduğunu, ödemelerin ise sözleşmeye aykırı şekilde geç ödendiğini, davacı tarafın kendi edimini yerine getirmeden iş bu davaya konu taleplerde bulunamayacağını, ödemelerin geç yapıldığı için zarara uğradığını, geç ödeme nedeniyle uğradıkları zararın davacının talebinden mahsubunu istediklerini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, satış sözlemesinde yer alan sauna, fitness salonu ve akıllı süpürge sisteminin dairede bulunmadığı, bu durumda dava konusu taşınmazda değer kaybı olacağı, ayıplı ve eksik hususlar nedeniyle 6502 sayılı yasa döneminde ayıp bildirimi hususunun düzenlenmediği, eksik ve ayıplı işleri nedeniyle davalı şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 4.295,91-TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 1.000,00-TL kısmına dava tarihinden, kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 23/09/2021 tarihli yazısında; öncelikle uyuşmazlığa konu bağımsız bölümün teslim tarihinin belirlenip davacının ileri sürdüğü hususlara ilişkin “açık ayıp” ve “gizli ayıp” değerlendirilmesi yapılarak davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususu da araştırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Uyuşmazlık; davacının davalıdan satın aldığı dairedeki ayıplar nedeniyle değer kaybı bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.
    Dava dosyası incelendiğinde, davacı ile davalı arasında 28.05.2015 tarihinde taşınmaz satışına ilişkin sözleşme yapıldığı, söz konusu dairenin davalıya teslimi konusunda dosyada bilgi ve belgenin yer almadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu edilen ayıpların niteliğinin ne olduğu ve davacının söz konusu ayıpları ihbar yükümlülüğü bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 8. maddesinde yer almaktadır.
    Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinde düzenlenmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
    Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK.’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir.
    Bir malın altı ay boyunca sorunsuz çalışması, hayatın olağan akışına uygun olarak kabul edilmiş ve bu süre içinde mal yine de bozulmuşsa, kaynağında yani teslim anında var olan bir ayıbın yattığı sonucuna varılmıştır. Kuşkusuz satıcının bunun aksini ispat etmesi imkânı her zaman vardır.
    Yine kanun gerekçesinde açıkça vurgulandığı üzere, ayıplı malda tüketicinin seçimlik haklarından faydalanabilmesi için ayıbı belirli bir süre içinde ihbar etmesi yükümlülüğü kaldırılmıştır. Nitekim tüketicinin seçimlik haklarından birini kullandığı yönünde satıcıya her halükarda bildirimde bulunması gereğinin olması, bunun öncesinde ayrıca bir de ayıbı ihbar etmesi zorunluluğunu anlamsız kılmaktadır.
    O halde tüketici taşınır mallarda iki yıllık, taşınmaz mallarda 5 yılllık zamanaşımı süresi içinde ayıbı tespit ettiği sürece seçimlik haklarını da kullanabilecektir.
    Ayıbın çok erken bir safhada tespit edilmiş olmasına rağmen tüketicinin uzun bir süre seçimlik haklarını kullanmamış olması, duruma göre Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bir hakkın kötüye kullanılması itirazı ile karşılaşabilecektir.
    Bu durumda, 10. madde gereğince ayıbın açık ya da gizli olduğu hususunun bir öneminin bulunmadığı, malın teslim ya da taşınmazın devir tarihinden itibaren zamanaşımı süreleri içinde 6 ay içinde bildirilen ya da dava açılan uyuşmazlıklarda malın ayıplı olmadığının ispat yükünün satıcıda, 6 ay sonra bildirilen ya da açılan davalarda da malın ayıplı olduğunun ispatının alıcıda olduğunun kabulü gerekmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın 6502 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, 6502 sayılı Kanun kapsamında açık ve gizli ayıp kavramının
    ortadan kalktığı ve ayrıca ihbar yükümlülüğü de aranmadığı değerlendirildiğinde mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının hükmün kanun yararına bozulması talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Adalet Bakanlığına İADESİNE, 17/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi