2. Hukuk Dairesi 2009/16828 E. , 2009/19150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Turgutlu 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :10.03.2009
NUMARASI :Esas no: 2009/29 Karar no: 2009/125
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar, velayet, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2) Toplanan delillerden davacı kadının davanın devamı sırasında bir başkası ile gayri resmi şekilde birlikteliğinden çocuğu olduğu kanıtlanmıştır. Eşler evlilik devam ettiği sürece birbirlerine sadakatle yükümlüdürler. Bu durumda başka bir erkekle yaşayıp çocuk sahibi olan davacı kadın boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurludur. Davacı kadının maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu sair itirazların yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 09.11.2009
KARŞI OY YAZISI
Evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği gibi bir de eşine sürekli fiziksel şiddet uygulayan davalı kocaya karşı evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle davacı kadın tarafından 25.8.2005 tarihinde boşanma davası açılmıştır.
Davacı kadın boşanma isteminin yanı sıra maddi tazminat, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası istemiştir.
Yerel mahkeme 21.7.2006 tarihinde boşanma davasının reddine karar vermiş ise de davacı kadının temyizi üzerine Dairem, davalı kocanın eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği ve davacı ile bir araya gelmeyeceğini söylediğinden davacı kadını haklı ve davalı kocayı tam kusurlu bularak boşanma kararı verilmesini 10.3.2008 tarihinde istemiştir.
Davacı kadın evlilik birliği sonlanmadan 24.1.2009 tarihinde bir çocuk dünyaya getirmiştir.
Yerel mahkeme 10.3.2009 günlü oturumda bozma ilamına uyulmasına karar vererek, tarafların boşanmaları ile davacı kadına maddi ve manevi tazminat yanında yoksulluk nafakası da vermiştir.
Davalı kocanın tam kusurlu olması sebebiyle verilen boşanma hükmü karısının doğum yapmasından sonra davalı koca tarafından temyiz edilmediğinden taraflar arasındaki evlilik birliği sonlanmıştır.
Davalı koca verilen boşanma kararını 2003 doğumlu ortak çocuğun velayetinin davacı kadına verilmesi ile maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının davalı kadına verilemeyeceğinden bahisle 12.5.2009 tarihinde temyiz etmiştir.Davalı koca 12.5.2009 günlü temyiz dilekçesine eşinin 24.1.2009 tarihinde doğum yaptığına ilişkin raporu eklemiştir.
Doğum raporunda çocuğun babası olarak A. O. gösterilmiştir.
Dairemiz çoğunluğu başka bir erkekle davanın devamı sırasında yaşayıp çocuk sahibi olan davacı kadını, boşanmaya sebep olan olaylarda bozma ilamına uyulmuş olmasına ve kocanın tam kusurlu olması sebebiyle verilen boşanma hükmünün kesinleşmesine rağmen ağır kusurlu kabul ederek davacı kadına tazminat ve yoksulluk nafakası verilemeyeceğini ifade etmiştir.
Bu uygulama boşanma usul hukukuna uygun değildir.Şöyle ki;
1- Her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlı olarak incelenir. Bu husus vazgeçilemez temel bir usul kuralıdır. Dava tarihinden 4 yıl sonra gerçekleşen olay hükme esas alınamaz.
2- Boşanma davasından sonraki olayların hükme esas alınacağı bir an kabul edilirse boşanma hükmü, gerek kesinleşmeden önce ve gerekse bu dava dosyasında olduğu gibi kesinleştikten sonra verilen bütün delil listelerindeki delillerin toplanması zorunluluğu doğar. Böylece boşanma davasında her zaman ve sonsuz sayıda delil listesi sunulmasına Yargıtay tarafından olur verilmiş sayılır.
3- Bozmaya uyulmakla oluşan kazanılmış haklar bertaraf edilmiş olur.
4- Evlilik devam ederken doğan çocuğun babası kocadır (TMK. m. 285/1.) hükmü bertaraf edilmiş olur.
Sonuç olarak;
Sonsuz sayıda delil listesi verme özgürlüğünün devam etmekte olan boşanma davaların tümünü kilitleyerek boşanma davalarını sonlanamaz duruma getireceği bilimsel gerçektir.
Temyiz aşamasında bile delil sunmaya olanak verildiğini öğrenen tarafların hakim davadan el çektikten sonra temyiz dilekçelerine yeni delil listesi eklemeleri kaçınılmaz duruma gelir.
Açıkladığım sebep ve kaygılarla değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılma olanağım yoktur.