Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10127
Karar No: 2013/15749
Karar Tarihi: 17.12.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/10127 Esas 2013/15749 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/10127 E.  ,  2013/15749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı-davalı vekili tarafından, davalılar-davacılar aleyhine 09.12.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleştirilen davalar ile de tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; elatmanın önlenmesine ve kal isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine; birleştirilen davalarda tapu iptali ve tescil isteminin reddine tazminat isteminin kabulüne dair verilen 01.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ile bir kısım davacılar- davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.12.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davacılar- davalılar vekili Av. ... ... ile karşı taraftan davacı-davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı yüklenici ... ile 02.03.1998 günü noterde düzenledikleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicilerin edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle hükmen geriye etkili feshedildiğini, kararın infazında taşınmazın davalılar tarafından işgal edildiğini öğrendiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini, kal ile taşınmazların boş olarak tarafına teslimini ve şimdilik 5.000 TL ecrimisilin davalılardan alınmasını istemiştir.
    Birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 201/79, 80, 81 ve 82 esas ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 201/80, 81, 82 ve 83 esas sayılı davalarında davacılar, 3 parsel sayılı taşınmazlardaki bağımsız bölümleri davalı alt yüklenici ...’ten kaba inşaat halinde temlik alıp, tasarruf edilebilir hale
    getirdiklerini ileri sürerek, taşınmazların adlarına tescilini veya rayiç değerinin davalılardan alınmasını istemişlerdir.
    Asıl davada davalılar taşınmazları natamam edinerek tasarruf edilebilir hale getirdiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Birleştirilen davalarda davalılar ... ve ... yanıt vermemiş, davalı ... ise, taşınmazları davacılara satarak bedelini aldığını davayı kabul ettiğini söylemiştir.
    Mahkemece, asıl davada, elatmanın önlenmesi, kal ve taşınmazların boş olarak teslimi istemlerinin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine; birleştirilen davalarda tapu iptali ve tescil isteminin reddine, taşınmazlar için ödenen bedelin güncelleştirilmiş değerlerinin davalılar ... ve ...’den alınmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, birleştirilen davalar davacılar vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazları ile birleştirilen davalar davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Asıl dava, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleştirilen davalar, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacıların tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat taleplerine ilişkindir.
    Davada ikinci kademede tazminat talebinde bulunulmuştur. Gerçekten, davacı akidi olan yükleniciden 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna “akdi tazminat”, borçlunun sorumluluğuna da “akdi sorumluluk” denilmektedir. Borçlar Kanunun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarardan da, borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise, bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark anlaşılmalıdır.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı arsa maliki ... ile davalı yüklenici ... arasında 02.03.1998 günü noterde düzenlenen ki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi 10.04.2008 günü kesinleşen mahkeme kararı ile feshedilmiştir. Görülüyor ki, davacılarla yapılan temlik sözleşmesinin dayanağı olan inşaat sözleşmesi feshedilmiştir. Bu durumda davacılara yapılan temlik işleminin hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceği, sadece bir taahhüt işlemi olarak yükleniciyi borçlandıracağı açıktır. O yüzden davacı, yüklenicinin temlik işlemine dayanarak mülkiyet aktarımı isteminde bulunamaz.
    Ancak, davacılar ikinci kademede temlik işlemine konu taşınmazların rayiç değerinin alınmasını istemişlerdir. Mülkiyet nakline ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. Davacılara temlik edilen bağımsız bölümlerin bulunduğu 2 parsel sayılı taşınmazdaki bina hakkında ... Belediye Encümeni’nce 16.09.1999 günlü ve 1499 sayılı karar ile 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca tamamının yıkımına karar verilmiştir. Binanın İmar Kanununa aykırı, daha doğrusu kaçak yapılması nedeniyle davalı yüklenici temlik sözleşmesiyle yüklendiği edimini kendi kusuru nedeniyle yerine getirmesi olanaksızdır. Davacıların temlik sözleşmeleri uyarınca bedel yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalı yüklenici ...’in de kabulündedir. Hükme esas alınan 25.06.2011 günlü bilirkişi kurulu ek raporunda davacıların tescilini talep ettikleri taşınmazlar için ödedikleri bedeller denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihlerinde ulaştıkları değerler belirlenmiş, bu bedeller mahkemece hüküm altına alınmıştır. Yüklenici mülkiyeti nakil borcu edimini binanın kaçak yapılıp, yıkım kararı bulunması nedeniyle ifa edemediğinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi gereğince davacıların zararlarını tazmin etmesi gerekir.
    Bu nedenle, bilirkişilerden ek rapor alınarak davacıların müspet zararı hesaplattırılmalı, bulunacak bu tutarın davalı yüklenici ...’in de kabulü dikkate alınarak yüklenicilerden tahsiline karar verilmelidir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar bir yana bırakılarak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm; birleşen davalar davacılar vekilinin aşağıdaki diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle birleşen davalar davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde birleştirilen davada davacılara iadesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi