MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 11/03/2009 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan 50000 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığı, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla Medenî Kanunun 713. maddesi uyarıca adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile 16/01/2012 tarihli fen bilirkişisinin rapor ve ekindeki krokisinde (E) harfi ile gösterilen 574,21 m² yüzölçümündeki taşınmazın tarla niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından esasa ve vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde; 31/08/1978 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu ve 03/03/1986 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen kısmının orman tahdidi dışında bulunduğu ve eski tarihli memleket haritasında çalılık rumuzu ile gösterilen yeşil alanda kalmakta ise de, eğiminin düşük ve 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek (E) ile gösterilen bölümün davacı adına tescile karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının kısmen kabulüne karar verildiği halde, hüküm yerinde krokide (A) (B), (F) ve (G) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik ret kararı kurulmadığı gibi, kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine ret edilen kısım yönünden vekâlet ücreti verilmemesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu nedenle hüküm fıkrasının birinci bendinin sonuna gelmek üzere "krokide (A), (B) (F) ve (G) ile gösterilen bölümlere yönelik davacının davasının reddine ve kısmen kabul kısmen ret oranları gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asfari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.370,00.-TL vekâlet ücretinin davacı gerçek kişiden alınarak kendini vekil ile temsil ettiren Hazineye verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 07/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.