16. Ceza Dairesi 2018/3360 E. , 2020/3482 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütü yöneticisi olma
Hüküm : TCK"nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5, 62/1, 53, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin süresinden sonra bulunduğu duruşmalı inceleme isteminin CMUK’un 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2008 tarih ve 2008/534 E sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasından verilen beraat kararına yönelik temyiz bulunmadığı görülmekle yapılan incelemede;
1-Örgüt yöneticiliğinden söz edilebilmesi için, failin hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bulunuyor, geniş bir alanda iş bölümü yapabiliyor, örgüt üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunabiliyor, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda, icrasında, harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol üstlenebiliyor, bu faaliyetleri denetleyebiliyor olması gerekir. İşte, söz konusu bu özelliklere sahip olan bir örgüt üyesi örgüt yöneticisi olarak kabul edilebilecektir.
Örgüt yönetmek; örgütün amaçları doğrultusunda örgütü idare etmeyi, emir ve direktif vermeyi, örgüt içinde inisiyatif ve karar verme gücüne sahip olmayı gerektirir. Örgütün varlığının, etkinliğinin ve gelişiminin sağlanması, hedeflerinin belirlenmesi, program ve stratejilerinin saptanmasını ifade eder. Ancak örgütün faaliyetleri çerçevesinde sadece belirli bir suçun işlenmesini organize edenler bu suçun işlenmesini planlayıp, yönetenler örgüt yöneticisi olarak kabul edilemez.
Geniş bir alanda faaliyet yürüten örgütlerin yöneticileri, örgüt yapılanması da dikkate alınarak somut olayın özelliklerine, bu kişilerin örgütün hiyerarşik yapısı içerisindeki konum ve görevlerine göre belirlenmelidir. Bu tür örgütlenmelerde her yöneticinin örgütün tamamını yönetmesi mümkün olmadığından, örgütün bölge, il, ilçe sorumlularının yönetici olup olmadıklarının sorumluluk sahalarındaki örgütsel faaliyetlerin yoğunluğu da gözetilerek belirlenmesi gerekir.
Somut olayda; dosya kapsamına göre DYG (Demokratik Yurtsever Gençlik) sözcülerinden birisi olduğu, PKK/KCK silahlı terör örgütünün yapılanmalarından komalen civan koordinasyonundan doğrudan talimatlar aldığı, akademi eğitimi aldığı, gençlik meclisi içerisinde sorumlu olarak faaliyet gösterdiği, DYGM tarafından düzenlenen eğitimlere eğitimci olarak katıldığı kabul edilen sanığın üstlendiği görev, emir ve talimat verme yetkileri ile sorumluluk alanları itibarıyla genele yayılmayan ve bağımsız hareket etme imkanı bulunmayan, KCK üst yöneticilerinin emirlerini uygulama ve alt kademeye iletmekten ibaret faaliyetlerinin, örgüt yöneticisi olarak kabul edilmesine imkan sağlamayacağı, ancak sübuta eren eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu nazara alınarak sanığın örgüt içerisindeki konumu ve eylemlerindeki yoğunluk da dikkate alınmak suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.