Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5125
Karar No: 2013/9739
Karar Tarihi: 07.11.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/5125 Esas 2013/9739 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/5125 E.  ,  2013/9739 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı vekili, 04.07.2006 tarihli dava dilekçesi ile ... Köyü, 101 ada 39 parsel sayılı bağ niteliğindeki 13.340,35 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, Hazine adına tapuda kayıtlı olmasına karşın, müvekkili ve murisleri tarafından 100 yılı aşkın süredir kullanıldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline dair verilen hükmün Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/06/2009 tarihli ve 2009/7838 - 10234 karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı; hükme esas alınan uzman orman ve fennî bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın 1948 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları dışında kaldığı, daha sonra yapılan 1976, 1984 ve 1995 tarihlerindeki orman kadastro çalışmalarında ise 2/B madde uygulamasına konu olmadığı açıklanarak taşınmazın 1948 tahdit hattına göre konumunu gösteren kroki sunmuştur. Ancak, dosya içinde bulunan 1948 yılına ilişkin 2278, 2279 ve 2280 nolu orman tahdit hattı ile 1976 ve 1995 yıllarındaki aynı noktaları içeren orman tahdit hattı açı ve mesafe olarak farklı olduğu halde bilirkişilerce bu husus üzerinde durulmadığı gibi 1948 tahdit hattı olarak çizdikleri hattın 1948 tarihindeki orman tahdit hattına da benzemediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davacı gerçek kişi Hazine adına bağ niteliği ile tapuda kayıtlı olan taşınmazın aslında kendisine eşi Ali Aktaş"tan kaldığı iddiası ile bu davayı açtığına göre taşınmazın eski ve yeni tarihli resmî belgelerdeki konumu, tasarruf çizgilerinin bulunup bulunmadığı hususlarında da araştırma yapılması gerekmektedir. Mahallinde dinlenen tanık ve yerel bilirkişiler, çekişmeli taşınmazın muris Ali Aktaş"tan kaldığını açıklamış iseler de taksim edilip edilmediği, diğer mirasçıların haklarının bulunup bulunmadığı hususlarında açıklama yapmamışlardır. Ayrıca, dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanak suretleri dosyaya getirilmemiş, keşif sırasında uygulanmamış ve taşınmazın öncesinin resmî belgelerdeki konumu araştırılmamıştır. Anılan eksikliklerin giderilmek üzere yeniden inceleme ve araştırma yapılması" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu bir kez daha davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapusunun iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiş; hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.02.2012 tarih ve 2011/13609 - 2012 2285 karar sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli taşınmazın kadastro mahkemesinin 2004/74-17 sayılı kararıyla tapuya tescil edildiği; bu dava dosyasında davacının taraf olmadığı ve tespit maliki olarak gözüken Hüseyin Karacam’ın taşınmazı kullanmadığını bildirerek davaya kabul ettiği ve bunun üzerine çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olduğu, dolayısı ile kadastro mahkemesinin 2004/74-17 sayılı kararının davacı yönünden kesin hüküm oluşturmasa da çekişmeli dosyada mevcut orman bilirkişiler tarafından düzenlenen 15.04.2011 tarihli rapor ile rapora ekli taşınmazın memleket haritası ve tehdit haritalarına göre konumunu gösterir krokili incelendiğinde, çekişmeli 39 parselin bir kısmının yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1948 yılında yapılan orman tahdidine göre tahdit sınırları içinde kalan ve orman sayılan yerlerden olduğu; daha sonra yörede 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları sırasında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman sınır hattının değiştirildiği ve değiştirilen bu hatta göre ise taşınmazın orman sınırları dışında bırakılan alanda kaldığının anlaşıldığı, yörede 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş orman tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen aplikasyon haritasının hukukî geçerliliğinin olmadığı gözönüne alınarak dava dosyası keşif sırasında dinlenen orman bilirkişiler ile fennî bilirkişiye verilerek çekişmeli taşınmazın 1949 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman tahdidine göre tahdit içinde kalan ve tahdit dışında kalan kısımları belirleyecek şekilde ek rapor alınması grektiği, bu şekilde çekişmeli taşınmazın orman tahdidi sınırları içinde kalan kısımları ile orman tahdit sınırları dışında kalan kısımları belirlendikten sonra, orman tahdit sınırları içinde kalan kısım orman sayılan yerlerden olup zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından bu kısma yönelik davanın reddine, orman tahdit sınırları dışında kalan kısım yönünden ise davacı yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu dosya kapsamından anlaşıldığından, bu kısma yönelik davanın kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu bu sefer davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu taşınmazın 22.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 8656,47 m2"lik kısmının Hazine adına olan tapusunun iptali ile taşınmazın bu kısmının bağ vasfı ile davacı adına tesciline fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde 1995 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Yörede 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması Danıştay kararı ile iptal edilmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/11/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi