Esas No: 2021/8942
Karar No: 2022/31
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8942 Esas 2022/31 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, davalının elektrik tellerinde oluşan kıvılcımlar sonucu taşınmazlarının yandığını ve zararlarının 110.000 TL olduğunu ileri sürerek tazminat talep etmişlerdir. İlk kararda, belirlenen zarar miktarı üzerinden %15 hakkaniyet indirimi yapılmış, fakat davalının temyizi üzerine karar bozulmuştur. Mahkemenin, bozma kararına uyarak hakkaniyet indirimi yapmaması hukuka aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir. HUMK’nın 428/1 maddesi gereği davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddedilmesine, HUMK’nın 440/1 maddesi ve HMK’nın geçici madde 3 atfıyla kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolunun açık olmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: HUMK’nın 428/1, 440/1 madde, HMK’nın geçici madde 3 atfı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 28/06/2014 günü davalıya ait elektrik tellerinde oluşan kıvılcımların yere düşmesi sonucunda bağ ve muhtelif sayıda badem ağacının bulunduğu taşınmazlarının yandığını, yangın olayının ardından tespit yaptırdıklarını ve zararlarının 110.000 TL olduğunun belirlendiğini ileri sürerek; 110.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı; sahadaki tüm enerji nakil hatlarının işletmediğini, yangına sebebiyet verdiği ileri sürülen enerji nakil hattının kime ait olduğunun tespiti gerektiğini, delil tespiti için yokluğunda yapılan keşif ve bilirkişi incelemesini kabul etmediklerini, delil tespiti ile olay arasında bir aydan fazla süre olduğunu, olayın meydana gelmemesi için davacının tedbir almadığını, her olumsuz durumda sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, aşırı sıcaklık veya aşırı rüzgarın etkisiyle tellerin birbirine değebileceğini, bu olumsuz sonuçları en aza indirgemek için görevini yaptığını, yangının elektrik direğinden çıktığının kesin ve somut delillerle ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 79.475 TL'nin 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 18/10/2017 tarihli ve 2016/3480 E. 2017/14106 K. sayılı kararla; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "...İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü verileri ile de karşılaştırma yapılarak, davaya konu edilen bağ teveği ve badem ağaçlarında meydana gelen zararı net bir şekilde ortaya koyacak, belirtilen eksiklikleri giderir nitelik ve nicelikte önceki bilirkişiler dışında alanında uzman ziraat bilirkişisinden denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, 42.454,93 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre; davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK)
Somut olayda; mahkemece verilen ilk kararda, belirlenen zarar miktarı üzerinden davalı lehine olacak şekilde %15 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olup, bu karar tarafların temyizi üzerine davacının temyiz itirazları reddedilerek davalı lehine bozulmuştur.
Bu durumda mahkemece; bozma üzerine tesis edilen hükümde davalı lehine oluşan usuli müktesep hak gözetilerek, belirlenen zarar miktarı üzerinden hakkaniyet indirimi (%15) yapılmamış olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.