20. Hukuk Dairesi 2013/3286 E. , 2013/9736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve aslî müdahil Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 138 ada 2 parsel sayılı 916,44 m2 ve 138 ada 4 parsel sayılı 2014,08 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 138 ada 2 parselin (B) ile gösterilen 630,03 m2 kısmının orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; davacı ... Yönetimi, müdahil davacı Hazine ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.11.2010 tarih ve 2010/11115 14679 karar sayılı ilâmı ile hüküm hüküm 138 ada 2 parselin (B) bölümü ve 138 ada 4 parselin tamamına yönelik olarak onanmış, ancak 138 ada 2 parselin (A) bölümüne yönelik olarak bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilâmında özetle; “Dava kadastro tespitine itiraz davası niteliğinde olup, çekişmeli 138 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 286,41 m2 kısmına yönelik hüküm kurulmamış olması doğru olmadığı gibi, Hazine taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiası ile davaya müdahil olduğundan zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yeniden mahallinde yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davalı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisleri yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmı doğrultusunda 138 ada 2 parselin (B) bölümüne yönelik olarak yapılan yargılama sonucu davanın reddi ile 12.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 286,41 m2"lik bölümünün tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş,hüküm aslî müdahil Hazine ve davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5403 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 07/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.