17. Hukuk Dairesi 2014/3791 E. , 2014/6671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2013
NUMARASI : 2012/435-2013/718
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisinin faili meçhul şahsın aracıyla çarpması üzerine vefat ettiğini, murislerinin desteğinden yoksun kalan davacılara davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin zarar karşısında yetersiz kaldığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 7.500,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacıların zararının ödeme yoluyla karşılandığını ve müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacılar F.. P..,S.. P.. ve M.. P.."ın tazminat talebinin davacı anne A.. P.."a dava tarihinden önce fazla ödeme yapılması ve ibra nedeni ile reddine, Ö.. P.. için 3.642,21 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı G.. H.., davacıların desteğinin trafik kazasından ölümünden dolayı davacılara ödeme yaptıklarını ödemenin yeterli olduğunu savunmuşlardır.
KTK"nun 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında yapılan ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak öncelikle ödemenin yeterli olup olmadığı, yeterli değilse, davalı tarafınca ödenen miktara yasal faiz uygulanmak suretiyle güncelleştirilerek hesaplanan destek tazminatından mahsup edilmek suretiyle tazminatın kalan miktara hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir.
3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacılar Ferhat, Serhat ve Mihriban"a yapılan ödemeler toplanarak, diğer davacı Azime"ye davadan önce yapılan ödemeden mahsup edilerek davacıların maddi zararının bulunmadığı belirtilmiştir. Dosya kapsamında bulunan ibranameye göre davacı anne Azime, çocuklarına velayeten talepte bulunduğu ve velayeten ödemeyi tahsil ederek ibra ettiği anlaşıldığına göre, ödeme tarihindeki verilere göre davacıların destekten yoksun kalma tazminatı payları ayrı ayrı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacı anneye, davadan önce yapılan fazla ödemenin davacıların payından düşülerek karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
4-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.