Esas No: 2021/8844
Karar No: 2022/12
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8844 Esas 2022/12 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8844 E. , 2022/12 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin iptali, menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı Banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 27/12/2016 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesiyle, "..." isimli projeden 312.000 TL bedelle bağımsız bölüm satın aldığını, konutun teslim tarihininin 24 ay olarak belirlendiğini ve bu sürenin 27/12/2018 tarihinde dolduğunu, ancak konutun teslim edilmediği gibi devam eden süreçte inşaatın da durduğunu, sözleşme imzalanırken 500 TL kapora verdiğini, davalı şirkete toplamı 93.600 TL ödeme yapıtığını; geriye kalan 218.400 TL'lik kısım için de diğer davalı bankadan bu projeye özel bağlı kredi kullandığını ve bugüne kadar davalı bankaya 182.000 TL ödeme yapmış olduğunu, geriye ödemesi gereken 36.399,90 TL kredi bedeli kaldığını ileri sürerek; gayrimenkul satım vaadi sözleşmesinin ve bunun finansmanı için imzalanan kredi sözleşmesinin temerrüd nedeniyle iptaliyle 36.399,90 TL bakiye kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, ödediği toplam 275.600 TL bedelin ödeme tarihinden dava tarihine kadar avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; dava konusu taşınmazın teslimi ve sözleşmenin ifasının mümkün olmadığı, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan kredinin bağlı kredi olduğu, davacının gerek davalı şirkete gerekse kullandığı kredi nedeniyle davalı bankaya ödediği tutarların denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı miktarı sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği gerekçesiyle; açılan davanın ıslah kabulüne, davacının davalı şirket ile noterde imzaladığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bu sözleşmeye bağlı olarak davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesinin iptaline, davacının kullandığı kredi nedeniyle davalı bankaya 36.399,90 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının sözleşme kapsamında davalı şirkete ve davalı bankaya ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı 379.721,07 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı banka vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davacı, davalı şirketten satın aldığı konutun ve içinde yer aldığı projenin inşaatının tamamlanmadığını, konutu satın almak için diğer davalı bankadan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı şirkete ödediği bedelden davalı bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 30 uncu maddesine göre, bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.
Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan mal veya hizmet hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumludur.
Somut uyuşmazlıkta; derece mahkemelerinin de kabulünde olduğu üzere, davalı şirketten konut satın alan davacıya diğer davalı banka tarafından kullandırılan kredi, niteliği itibariyle bir bağlı kredidir.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; davalı bankanın sorumluluğunun davacıya kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, diğer davalı inşaat şirketi ile birlikte toplam alacağın tamamından sorumlu tutulmasına karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Bundan ayrı, davalı bankanın; kabul edilen menfi tespit istemine konu miktar ile sorumlu olduğu kredi miktarının toplamı üzerinden belirlenecek harç ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile alacak kalemlerine konu miktarlar ile menfi tespit istemine konu miktarın toplamı üzerinden belirlenen harç ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendin (c) alt bendinden çıkartılarak yerine "Davacının sözleşme kapsamında davalılara ödediği bedellerin iadesine ilişkin talebinin kabulü ile 379.721,07 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı bankanın sorumluluğu kullandırdığı kredi tutarı ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" bendinin yazılmasına yine hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin çıkartılarak, 3- Alınması gereken 28.425,22 TL harcın (davalı bankanın sorumluluğu 17.405,38 TL harç ile sınırlı olmak üzere) davalılardan mütelselsilen tahsili ile hazine gelir olarak kaydına,'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinden çıkartılarak yerine ''4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 37.578,47 TL nispi vekalet ücretinin (davalı bankanın sorumluluğu 26.285,99 TL vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,''ibaresinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.