Esas No: 2021/3853
Karar No: 2022/5753
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3853 Esas 2022/5753 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3853 E. , 2022/5753 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapunun Beyanlar Hanesine 2/B Şerhi Verilmesi Talebi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili ve davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi 28125 ada 142 parsel (eski 1475) 562,97 m2 yüzölçümünde arsa vasfı ile “su basmanı ...’ya aittir.” şerhiyle Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın 1942 yılında orman tahdidi içindeyken 1976 yılında orman sınırı dışına çıkarıldığını, bu hususun hükmen tescil dosyasından da anlaşıldığını bu nedenle çekişmeli taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesine “6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu”nun şerh verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davacı ... vekili tarafından istinaf edilmekle ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarihli ve 2017/663 Esas, 2018/192 Karar ilamı ile “İlk Derece Mahkemesince keşfen belirlenen değer üzerinden harçlar kanununca işlem yapılması gerektiği” belirtilmek suretiyle kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine dava dosyası gönderilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davacının davasının kabulü ile ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi 1475 parsel (yeni kadastro ile ... Mahallesi 28125 ada 142 parsel) sayılı taşınmazın Orman Kanunu'nun 2B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun tapuya şerh verilmesine karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik ve davacı vekili tarafından katılma yoluyla vekalet ücretine yönelik olarak istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2018/279 Esas, 2018/298 Karar sayılı hükmünün HMK'nin 353/(1)-b.2 gereğince kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu ... İli Kepez İlçesi eski ... Köyü 1475 parsel yeni ... Mahallesi 28125 ada 142 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına Orman sınırları dışına çıkartılan yerdir" şerhinin yazılmasına davacının İlk Derece Mahkemesindeki yargılamasında kendisini vekil ile temsil ettirmesi nedeniyle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.216,92TL nispi vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu kez davalı Hazine vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş ise de bilirkişi raporları ve aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki tahdit evraklarından çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, Vakıflar İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarih ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2. madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanunun 1. maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun'un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2. madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.
Hal böyle olunca; dava, tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazın 2. madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar dikkate alınarak taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de dava tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesi talebine yönelik olup taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmadığından hüküm altına alınması gerekli vekalet ücreti, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki maktu vekalet ücreti olmalıdır. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, harçlandırılmış dava değeri üzerinden davacı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.