Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9220
Karar No: 2022/5822
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9220 Esas 2022/5822 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/9220 E.  ,  2022/5822 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmazın Tescili

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili 26.06.2014 havale tarihli dava dilekçesiyle, Bartın ili Merkez ilçesi ... Köyünde bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında 1652 parsel olarak tapulama dışı bırakılan taşınmazın 20 yılı aşkın süredir müvekkili olan davacının zilyetliğinde bulunduğunu, taşınmazın fındık bahçesi vasfında olduğunu belirterek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla bu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 1652 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK’nin 713/1. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Bartın ili Merkez ilçesi ... Köyünde 766 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz hakkında 1652 parsel numarasıyla 27.12.1984 tarihinde tutanak düzenlenerek tarla vasfıyla 883 m2 yüzölçümlü olarak kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda: iş bu taşınmaz malın 1679 parsele tatbik edilen 262 tahrir nolu vergi kaydının hudutlarında tevsie müsait arazi okuduğundan kayıtlardaki miktar esas alınmak suretiyle fazlalığın 1679 parselden ifrazı ile 1652 parselin oluşturulduğu ve havza-i fahmiye hudutlarında kaldığı belirtmesiyle tapulama dışı bırakıldığı, 1679 parselin ise komisyon kararı sonucu 262 tahrir numaralı vergi kaydına istinaden 600 m2 yüzölçümlü olarak tarla vasfıyla davacının babası olan dava dışı ... Kaplan adına tescil edildiği ve bilahare 1992 yılında babası tarafından davacı ...' a tapuda hibe yoluyla intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zaman aşımı süresi sonunda zilyetlikle iktisap edilebilen yerlerden olduğu, davacının 20 seneden fazla aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla bu taşınmazı kullandığı ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne hükmedilmiş ise de, verilen bu karar usul ve yasaya uygun düşmediği gibi, yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; tescili istenen taşınmazın bitişiğinde orman parseli bulunması nedeniyle TMK’ nin 713/3. maddesi uyarınca Orman İdaresinin davada yer alması gerektiği halde, bu husus gözden kaçırılmış ve böylelikle taraf teşkili eksik bırakılmış; öte yandan, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamış; orman bilirkişi raporunun ekinde bulunan memleket haritasında dava konusu taşınmazın açık renkli alanda görünmesine rağmen, raporda üzerinde geniş yapraklı orman ağacı rumuzlarının bulunduğu belirtilerek çelişki yaratıldığı halde bu çelişki üzerinde durulmamış ve söz konusu çelişki memleket haritasının dayanağı olan ... fotoğraflarının incelenmesi suretiyle giderilmemiş; ... fotoğrafları dosyaya getirtilip incelenmediği gibi, çekişmeye konu yerin orman olup olmadığı yönünde yeterli araştırma da yapılmamış ve ayrıca taşınmazın dava tarihinden 20 yıl önceki kullanım durumu saptanarak zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak tespit edilmemiştir.
    Kural olarak, bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, bu uygulama ancak o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanaklarla, sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliği ve hukukî durumunu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar ile 5.11.2003 gün ve 4999 sayılı Kanun’la değişik 6831 sayılı Kanun’un 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunla iadeye tâbi tutulmuş ve iade koşulları kanunda gösterilmiştir. Buna göre, orman sınırlandırılması 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınarak yapılmış ise, haritası uygulanmak suretiyle; sınırlandırma, 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınmadan 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ve taşınmaz, tahdit sınırları dışında bırakılmış veya sınırlandırma hiç yapılmamış ise, memleket haritası, en eski tarihli ... fotoğrafları, bu ... fotoğrafları esas alınarak düzenlenen memleket haritaları ile varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip bunlar üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle taşınmazın orman vasfında olup olmadığı belirlenmelidir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıya, davasını ilgili kamu tüzel kişisi olarak Orman İdaresine de yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı ve bu yolla taraf teşkilindeki eksiklik giderilmeli, sonrasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış ise buna ilişkin tahdit tutanağı, haritası ve ilgili tüm kayıt ve belgeler dosya arasına getirtilmeli; sınırlandırma, 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınmadan 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ve taşınmaz, tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya sınırlandırma hiç yapılmamışsa, eski tarihli ... fotoğrafları ve bu ... fotoğrafları esas alınarak düzenlenen memleket haritaları ile varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen kayıt ve belgeler çekişmeli yerle birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun’un 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarihli ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarihli ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarihli ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak varsa tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; bu şekilde yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, bu cümleden olarak; tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılarak, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi vasfında olup olmadığı yönünde rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmak suretiyle çekişmeli taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri tespit edilmeli; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenerek, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp, dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; ayrıca jeodezi ve fotogrametri uzmanına yaptırılacak inceleme sonucunda, tescili istenen yerin dava tarihinden 15-20-25 yıl önceki ... fotoğraflarındaki niteliğinin ne olduğu ve kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı saptanmalı ve bundan sonra toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; TMK’nin 713/4. maddesi uyarınca yapılan ilanlarda, parsel numarasının yanlış yazılmış olması ve böylelikle yöntemine uygun şekilde ilan yaptırılmaması ve verilen kararda, dava konusu 1652 parsel sayılı taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığı halde, tapusunun iptaline şeklinde hüküm kurulması da usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılardan Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi